11.08.2021

11 Milyon nüfuslu adada yaşanan yokluklar gündelik yaşamı zorlaştırıyor. Bir de buna Covid-19 salgını eklenince turizm de nasibini aldı. Turizm geliri Küba için yaşamsal bir önem taşımakta. Yıllardır süren Amerikan ablukası ve 243 yeni yaptırım Küba ve Kübalıları neredeyse dünyadan soyutlattı. Ülkede yaşam durma noktasına geldi. Kübalılar 62 yıldır yaşananların farkında ve her ne pahasına dursa olsun Küba'yı ve devrimi savundular, savunuyorlar...11 Milyon nüfuslu adada yaşanan yokluklar gündelik yaşamı zorlaştırıyor. Bir de buna Covid-19 salgını eklenince turizm de nasibini aldı. Turizm geliri Küba için yaşamsal bir önem taşımakta. Yıllardır süren Amerikan ablukası ve 243 yeni yaptırım Küba ve Kübalıları neredeyse dünyadan soyutlattı. Ülkede yaşam durma noktasına geldi. Kübalılar 62 yıldır yaşananların farkında ve her ne pahasına dursa olsun Küba'yı ve devrimi savundular, savunuyorlar...
1960'dan başlatılan Amerikan ablukasında alınan kararların özü: “Küba'da iç desteğin zayıflatılması için tek olası yöntem, ekonomik memnuniyetsizlikler ve güçlükler yoluyla halkın mahkûmiyete sevk edilmesidir. Küba'da ekonomik yaşamın zayıflatılması için her yöntem kullanılmalıdır. Bu kapsamda yürütülecek faaliyetler ustalık ve incelik gerektirse de, ülkeye para ve kaynak girişini kısıtlamanın en etkili yoludur. Hükümeti devirmek için açlık ve sefalet yaratılacaktır. ” Siz misiniz sosyalizmi savunan? Evet, Amerika elinden geleni ardına koymadı, 62 yıldır Kübalıları sık-boğaz etti. 62 yıldır devrim karşıtlarına muntazam para aktardı, her yolu denedi. Sözde “demokrasiyi geliştirme” adı altında fonlar aktarıldı. Baskılara rağmen Küba, hep demokrasi ve barışın yanında yer aldı.
Amerika kanunsuz, mafyatik bir devlet. Küba'nın yanı sıra; Şili, Arjantin, Bolivya, Nikaragua, Venezuela, Meksika halklarına çok acılar yaşattı. Sahi, Amerika hangi ülkeye demokrasi getirdi bilen var mı? Küba halkı, yokluğa ve acılara rağmen sosyalizmi savunacaktır. Küba, emperyalizme ve zorbalığa karşı durmanın adıdır. Fidel Castro ünlü bir sözünde şöyle der; “Ülkemiz insanlara maddi zenginlikler sunmak için çok yoksul olsa da, onlara eşitlik duygusu, insanlık onuru sunamayacak kadar yoksul değildir.”
Amerikan yanlısı gösterilerden bir hafta sonra, sosyalist yönetime destek mitingleri yapıldı. Küba devriminin liderlerinden Fidel Castro, Che Guevara ve Raul Castro'nun resimleri taşınan dev mitingde devrimi savunma sözü verildi. Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel, “Düşman bir kez daha halkımızın kutsal birliğini ve huzurunu bozmaya çalıştı. Ablukayı, ambargoyu, saldırıları ve terörü boşa çıkarmak için devrimi savunacağız.” açıklamasında bulundu.
Evet, tüm bu olumsuzlukların ana kaynağı 62 yıllık ablukadır. Böylesi bir ablukanın dünyada başka bir eşi-benzeri yoktur. Amerika dünya halklarına çok acılar çektirdi, çok ocaklar söndürdü. Onun demokrasinin “d” sinden bile söz etmeye hakkı yoktur. Mafya bir devletten ne beklenir? Sana ne Küba'dan. Küba halkı istediği rejimi savunur, istediği rejimi getirir. Sen kimsin? Amerika'nın asıl sahipleri olan Kızılderililer'i imha eden katil bir devlet değil misin? “Demokrasi” der, ama elektrikli sandalyede ölüm cezası vardır. Bu ne perhiz, bu ne lâhana turşusu? Yani, illa Amerika'nın dediği mi olacak? Abluka koşullarında kukla bir devlet, öyle mi? Hayır, önce yapılan bu haksızlığa insanlık olarak karşı duracağız. Küba bir muz cumhuriyeti değildir, tercihini sosyalizmden yana yapmış, saygı duyacağız. Küba'da sosyalizmi eleştireceğine, 62 yıllık ablukayı, konuşalım. 62 yıllık kelepçeli hücre cezası, dile kolay...
Küba'da 62 yıllık Amerikan ablukasına rağmen; eğitim, barınma ve sağlık hakkı ücretsiz. Kadın hakları devlet güvencesi altındadır. Yüzde 99'luk okuma oranı var. Amerika sosyal bir devlet ister mi? Güldürmeyin adamı... 62 yıldır, barbar bir devletin yasadışı ablukası altında yaşayan Küba halkı, öz kaynakları ile elde ettiği sağlık sistemine dünya gıpta ile bakmaktadır. Ne yazık ki, Küba dışarıdan sağlık gereçleri alamamaktadır. Çünkü ambargo vardır. Ama tüm olumsuzluklara ve yokluklara rağmen sağlık konusunda dünyaya örnek olan Küba, Covid-19'da ihmal ve aksaklık yarattığına Amerikan yanlıları dışında kimse inanmaz. Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel, ülkedeki eylemlerden Amerika'yı ve onun finanse ettiği karşı devrimci işbirlikçileri sorumlu tuttu. Canel, “Küba'yı istikrarsız ve tehlikeli göstermek için Uluslararası bir kampanya yürütüldüğünü, Küba'da yaygın protestolar düzenlendiği anlatısnının uydurma olduğunu, bu yalanın sosyal medya, yalancı politikacılar ve aktivistler tarafından yayılmasının tesadüf olmadığını” söyledi. Bağımsızlığına ve özgürlüğüne düşkün olan Kübalılar, Güney Amerika halkları arasında devrimci tutumlarıyla gurur duyulmaktadır. 
Amerika'nın ablukası altında bulunan Küba, emperyalizme boyun eğmektense; tüm zorlukları ve engelleri göz önüne alarak onurluca yaşamak istiyor. Onlar çok iyi biliyor, Amerika'nın tüm ezilen dünya halklarına kan ve göz yaşından başka bir şey vermediğini. En son Afganistan örneği... Afganistan bugünlerde tarihinin en büyük dramını yaşamakta. Sorumlu: Amerika. Eğri oturalım, doğru konuşalım olmaz mı?

Ausgabe: 277 / 08.11.2024 / Gelecek Sayı / Nächste Ausgabe: 11.12.2024
Köşe Yazarları | Autoren
Köşe Yazarları | Autoren