15.09.2021

Birleşmiş Milletler'de (UNO) Hükümetler Arası İklim Değişikliği Konferansında (IPCC) bir rapor sunuldu. “Kırmızı kodlu” raporda, 2030'a kadar dünyamız 1,5 derece daha fazla ısınacak. Yani, insanlık sellerle, yangınlarla, kasırgalarla daha çok boğuşacak. IPCC'nin konferansında, üstüne basa, basa “insan etkilerinin, atmosferin, ozon tabakasının ve yeryüzünün ısınmasının neden olduğu ortadadır.” denilerek, durumun olağanüstü kötü olduğu sonucuna varıldı.Birleşmiş Milletler'de (UNO) Hükümetler Arası İklim Değişikliği Konferansında (IPCC) bir rapor sunuldu. “Kırmızı kodlu” raporda, 2030'a kadar dünyamız 1,5 derece daha fazla ısınacak. Yani, insanlık sellerle, yangınlarla, kasırgalarla daha çok boğuşacak. IPCC'nin konferansında, üstüne basa, basa “insan etkilerinin, atmosferin, ozon tabakasının ve yeryüzünün ısınmasının neden olduğu ortadadır.” denilerek, durumun olağanüstü kötü olduğu sonucuna varıldı.
Sera gazı emisyonlarının 1850–1900 yıllarından günümüze yaklaşık olarak 1,1 santigrat derece ısınmadan sorumlu olduğu, 2 derece küresel ısınmada ise, aşırı sıcaklıkların tarım, hayvancılık ve sağlık için kritik olacağı ve küresel ısınmayı 1,5 derecenin altına çekme uğraşlarına hız verilmesi gerekeceği görüşü ağır basmaktadır. Özet olarak, dünyamızı yok eden fosil yakıtlarının artık sonlandırılmasının zamanı geldi, geçiyor...
Karbon salınımında derhal büyük radikal kısıtlamalar getirilmesi gerekiyor. IPCC toplantısının sonuç bildirgesinde;
1. Küresel ısınma hızlanıyor ve etkisi daha yoğun hissediliyor. Bunun sorumlusu insan.2. Atmosferdeki karbon emisyon yoğunluğu, 2019'da 2 milyon yıl içinde en yüksek seviyesine ulaştı.3. Deniz seviyesi daha hızlı yükseliyor. Deniz seviyesinin yükselmesine engel olmak artık mümkün değil.4. Uzmanlar artık ne yapılması gerektiğine dair daha net bir plan ortaya koyabiliyor.
Birçoğumuz bilim insanlarını, büyüklerimizi dinlemedik, dinlemede ısrarcı olduk. Okullarda çocuklarımıza doğa ve hayvan sevgisini öğretmedik. Pisliklerimizi denizlere, göllere, derelere, ormanlara attık, “su temizler, doğa örter” dedik. Herşeye rağmen, doğa bizlere hep cömert davrandı, sesini çıkarmadı. İnsanlığa sunduğu krediyi bonkörce kullandık, harcadık. Borcumuzu ödemede nankörlük yaptık, geldik bu günlere... Denizlerimiz kirlendi, adeta plastik denizine dönüştü. Irmaklar rengini değiştirdi, kanalizasyon işlevi görmekte. Hâlâ yanlışlarımızda ısrarcı olduk. Geçmiş yıllarda Avustralya'nın büyük bölümü kül oldu, 1,5 milyar canlı yok artık. İnsanlık olarak bundan acı dersler çıkaramadık. Dünyamızı koruyamadık, bozuk düzenimizi savunduk durduk.
“Bu dünya sevgisiz dünya. Dünyayı sevmeyenlerin, ağaçları, kuşları, bulutları, mavi göğü, akarsuları, topal karıncayı, hasta kurbağayı sevmeyenlerin dünyası. İnsanın yozlaşma belirtisi, insanın sevgisizliği ile başlar.” (Yaşar Kemal)
Evet, çöpümüzü dereye atarken hasta kurbağayı görmemezlikten geldik. Geleceğin, yiyeceğin doğal yiyecek, içeceğin temiz su, içine çekeceğin kirlenmemiş havadır. Eğer bunlar yoksa, para yalnızca hastalıklı bir güçtür. 13 milyar yaşındaki evrende, 4 milyar yaşındaki gezegenimizde doğanın henüz yarısını yaşadık. Kibir, hor görme duygu ve eylemlerimizle cennet olan dünyamızı, cehenneme çevirdik. Gezegenimizi yaşatmak yerine, tamamı çöl olan Mars'ı yaşanabilir kılmak için bilimsel çalışmalar yapıyoruz. Bu gidişle; Dimyat'a pirince giderken, evdeki (eldeki) bulgurdan olacağız. Sizleri sevgili Derya Cesur'un dizeleri ile başbaşa bırakıyorum. Sevgiyle kalın...
Diyelim kibiz öldük, siz kaldınız.Diyelim ki kurudu ormanlar,nehirler, yuvalarında kuşlar.Diyelim kiateş olup küller üfürdünüz memlekete.Baktınız,kalmamış yakacak tek bir ağaç,sönmeyen ocak, akacak tek damla gözyaşı.Sonra?
Geçip ortasına ölümündüğün mü kuracaksınız?Diyelim ki kurdunuz,külden ağaçlar, uçmayan kuşlar,ağıtlar, bu ziftli yaslar sarmışken toprağımutlu mu olacaksınız?
Bize nasip bunca kalp ağrısındansize tatlı huzurlar kalır mı dersiniz?Yazık!Davaya ibadet diye diyetoprağına ihanet edensiniz.Lakin unutmaz toprak, göreceksiniz.
Yakan, yıkan, bozan,ölüm saçan ellerinizden ayırmayın gözünüzü.Onlar boğacak sizi.Yavaş ve acı içinde kesilecek nefesiniz,henüz gelmeden eceliniz.                 Derya CESUR

Ausgabe: 276 / 09.10.2024 / Gelecek Sayı / Nächste Ausgabe: 08.11.2024
Köşe Yazarları | Autoren
Köşe Yazarları | Autoren