14.09.2022
İLHAN İREM'İN ARDINDAN
70'li yılların ortalarında lisedeyken onun şarkılarını çok sever, çok söylerdik. Süleyman Bayram onun şarkılarını o kadar güzel seslendirirdi ki, "İlhan İrem Gördes'e gelmiş." diye takılırdık. Efendi duruşunun yanında, romantik ve barışçıl şarkıları hepimizi etkilemişti. Bu dünyadan tertemiz bir İlhan İrem göçtü. Onunla birlikte büyüdük, örnek aldık. Türkiye barışının temel taşlarındandı İlhan. Onun şarkılarını dinleyen ve onu seven kavgayı, kargaşayı seçemezdi. Sevmeyi, sevgiyi ve barışı tattırdı bizlere... Romantizm hiç kavgaya izin verir mi?70'li yılların ortalarında lisedeyken onun şarkılarını çok sever, çok söylerdik. Süleyman Bayram onun şarkılarını o kadar güzel seslendirirdi ki, "İlhan İrem Gördes'e gelmiş." diye takılırdık. Efendi duruşunun yanında, romantik ve barışçıl şarkıları hepimizi etkilemişti. Bu dünyadan tertemiz bir İlhan İrem göçtü. Onunla birlikte büyüdük, örnek aldık. Türkiye barışının temel taşlarındandı İlhan. Onun şarkılarını dinleyen ve onu seven kavgayı, kargaşayı seçemezdi. Sevmeyi, sevgiyi ve barışı tattırdı bizlere... Romantizm hiç kavgaya izin verir mi?Onu, 1978 yılında İzmir Fuarı'nda Nükhet Duru ve Rıza Silahlıpoda ile verdikleri konserde görmüştüm. Üç arkadaşla birlikte sahneye fırlamıştım. İlhan'a çiçek veri-le-cek... Kolay değildi koruma engelini aşmak, "gelsin arkadaşlar" dedi de kavuştuk İlhan'a. Onu daha fazla zorda bırakmadan, çiçeğimizi verdik, ayrıldık sahneden."Herşey bambaşka ve pırıl pırıl olabilirdi. Hayatımız, sanatımız, ilişkilerimiz, sokaklarımız, doğamız, sahillerimiz, eğitim sistemimiz, siyasetimiz maaselesef giderek bir batağa saplandı. Oysa yüz yıl önce geleceğin ufkuna bir gökkuşağı çizilmişti. Gerilemeyi ilerleme diye topluma zerk eden zihniyet, türlü karalamalarla gerçekleri ekseninden kaydırarak, kendi ufukları kadar bir gelecek çizmeye başladı. Güzellikler karartıldığı için insanlar yetinmeyi öğrendi. O yüzden bazı istisnalar dışında artık bütün kavramlar sahtedir. Bu kıyamet ortamında mucizevi bir şekilde yetişen aydınlık fikirli insanlar ve onların çağdaş eserleri, çölde açan çiçekler gibi." diyerek günümüzü özetlemişti.Böbrek yetmezliği nedeniyle yaşamını yitiren sevgili İlhan İrem sevenlerini yasa boğdu. Vasiyeti gereği Türk bayrağına sarılı tabutu AKM'ye getirildi. Meslekdaşları ve arkadaşları veda konuşmaları yaptılar. "Ölümsüz sevgilerin, sonsuz denen göklerin, her şeyin bir sonu varsa, ayrılıkların da sonu var."Kişinin, sevdiğini ve hayat arkadaşını bulması, onu tüm yüreğiyle, yaşamın zorluklarına ve hayal kırıklıklarına rağmen çok sevmesi herkese nasip olmuyor. Ruh eşi ile ne zaman, nerede karşılaşacağını sezen bilge bir kişiliğe sahiptir sevigili İlhan. Böylesi saf ve temiz aşklardan yavaş, yavaş arınıyor dünyamız.O, hiç bir zaman özel yaşamıyla gündeme gelmezdi. Onun nasıl bir insan olduğunu sözcükler anlatamaz. Alçak gönüllü, sevecen, kibirden uzak, bilge bir Atatürk sevdalısıydı.Sevgili eşi Hansu hanımla ya da kendisi ile ilgili tek bir sözcük işitmedik. Böylesi bir güzellik olmaz, böyle bir romantizm, böyle saf ve duru bir aşk olamaz dedirten, insanı adeta büyüleyen inanılmaz bir birliktelik öyküsü... Keşke yaşamın kendisi de böyle temiz ve yalın kalabilse. Temiz, duru ve masalımsı bir evlilik öyküsü. Aynı zamanda düzgün bir yaşam biçimi... Onlarınki çok kıymetli bir birliktelikti. Çok az insana nasip olur. Masum, tertemiz, çıkarsız ve bir ömür boyu süren... Çok güzel ve duygu dolu bir ilişki. Tek yürek, ruh ikizi dedikleri bu olsa gerek. Dupduru, yalın, sade ve de güçlü... İçinde aşk, sevgi, dostluk ve herşeyi barından gerçek duygular. Öyle saf, öyle temiz, öyle derin ve güzel duygularla beslenmiş bir aşk hikayesi... Tıpkı masallardaki gibi, filmlerdeki gibi...Gerçek sanatçılar hep gizemli kalırlar. Asalet böyle bir şey işte... Bir peri masalıydı yaşadıkları. İlhan, çok güzel, ölümsüz ve de eskimeyecek şarkılar bıraktı bizlere. Bizler onun şarkıları ile beslendik, yaşamımıza dokundu her daim. O, yüreği, ruhu güzel bir insan olarak kalacaktır belleklerimizde.İlhan, ulaşılmazlıkların, nice aşkların, özlemlerin dili oldu hep. İlhan Aldatmaz (İrem) bizleri hep sevdi, iki yüzlü olmadı. Dalkavukluk yapmadı. Kemalist Devrim'in yılmaz bekçisi olarak ömrünün sonuna kadar mücadele etti."Her sevincin her kederimEn ödünsüz sevgilerinSonsuz denen göklerinHerşeyin bir sonu var.Ayrılıkların da sonu varBirgün çıkıp geleceksinİçimde bir ümit varYeniden seveceksin." dizeleri gezinir dillerde... Höşçakal gençliğimizin aşk, sevgi, ayrılık, hüzün şarkılarının kadife seslisi... İşte hayat böyle akıp geçiyor. Anısı önünde saygısıyla eğiliyorum. Yıldızlar yoldaşın olsun vatansever çocuk...
Share this with your friends: