07.06.2023
Afganistan Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Ahmed Mesut (Ahmad Masoud) 24–26 Nisan 2023 günleri, Direniş Cephesi'nin bir grup üyesi, diğer muhalif grupların temsilcileri ve Afganistan'ın Avusturya Büyükelçisi Manijeh Bakhtari ile birlikte Bruno Kreisky Formu'nun davetlisi olarak 35 kişilik bir grupla Viyana'daydılar.Afganistan Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Ahmed Mesut (Ahmad Masoud) 24–26 Nisan 2023 günleri, Direniş Cephesi'nin bir grup üyesi, diğer muhalif grupların temsilcileri ve Afganistan'ın Avusturya Büyükelçisi Manijeh Bakhtari ile birlikte Bruno Kreisky Formu'nun davetlisi olarak 35 kişilik bir grupla Viyana'daydılar.
Ahmet Mesut'un form üyelerine yaptığı konuşmada: "Buraya silah ve techizat aramaya gelmedim. Halkımızın herşeyden çok siyasi desteğe gereksinimi var. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin Afganistan'daki üzücü duruma ciddi önem vermesini istiyoruz." Mesut, "Taliban yönetiminin Afganistan'da egemen olduğu son altı ay boyunca gösterdiği performans, grup tarafından kadınlara yönelik ciddi baskılar ve kısıtlamalar getirmesi, Taliban'ın politikaları sonucunda yoksulluğun ve işsizliğin artması, Afganistan merkezli terörist grupların bölge ülkelerinin ve dünya ülkelerinin geleceğine yönelik potansiyal tehditler, Taliban'ın ülke egemenliğinde kalmasından kaynaklanmaktadır." açıklamasının yaptı.
Mesut, Afganistan halkının ve dünyanın Taliban'ın zalimliğini ve barbarlığını sona erdirmek için, Afganistan'daki farklı siyasi akımlarla müzakere etmesini ve barışmasını beklediğini, 6 ay içinde bunun gerçekleşmediğini, Taliban'ın baskıcı ve zalim politikasını sürdürdüğünü söyledi. Mesut, Afganistan krizinin artık birçok ülke için öncelikli olmasına rağmen, Afganistan krizini çözmeye yardım etme olasılığının büyük riskler oluşturduğunu belirtti.
Öte yandan Ulusal Direniş Cephesi ile Taliban arasında Souf Vadisi'nde şiddetli çarpışmalar sonucunda her iki taraf da ağır kayıplar verdiler. Ulusal Direniş Cephesi'nin kalesi sayılan Panjşir'de (Penşir) kümelenen direnişçiler, baharın gelmesiyle saldırıya geçebilirler. Afganistan geneli bir direniş beklenir mi? Cılız direnişlerin dışında birşeyin olacağını sanmıyorum. Direnişe geçenler kırılıyor, sahipsiz bırakılıyorlar. Bu da halkta güvensizliğin artmasına neden olmakta. Direniş önderlerine de öfkeliler... Halk savaştan, yoksulluktan, çaresizlikten kırılırken savaş ağaları küplerini dolduruyor. Varsayalım ki, direniş başarılı oldu ve Taliban bertaraf edildi. Afganşstan'ı tekrar kimler yönetecek?
Afganistan tarihi çok karışık, çok karmaşık ve tüm işler halka sorulmadan yapılır. Temel tutturulamamasının asıl nedeni de budur. Feodalizm ve dini bağnazlık ülkenin üzerine karabasan gibi çökmüş durumda. Amerikan güçlerinin pılını-pırtını toplamadan Afganistan'ı terketmesiyle yönetimi kolaylıkla ele geçiren Taliban güçleri dünyadan büyük bir tepki almıştı. Amerikan işgali fiyaskoyla biter. Kabil adeta bir tepsi içinde Taliban'a sunulur. Ne Ahmet Mesut'un başında bulunduğu Ulusal Kurtuluş Cephesi, ne de Özbek asıllı General Raşit Dostum'un başında bulunduğu örgüt tek kurşun sıkmadan ülkeden kaçarlar. Geriye saray yavrusu lüks malikaneleri kalır. Dedik ya, Afanistan'da halka sorulmadan birşeyler yapılır diye...
Afgan halkı Amanullah Han zamanında yönünü aydınlıktan yana döndü. Atatürk Türkiye'sinden etkilenmiştiler. Sovyetler Birliği ile de dostane ilişkiler içersindeydiler. Muhamed Davut Han'ın feodal güçlere göz kırpması ve iki yüzlü politikaları gözlerden kaçmıyordu. Sunulan reform paketlerinin birçoğu hayata geçirilmedi. Topraksız ve yoksul köylüye toprak dağıtılmadı. "Kominist işiydi." M. Davut Han feodal beylerin buyruğuna girmişti. Dediklerini yaptı. Toplu tutuklamalar yaptırdı. Parti liderleri ve toplum önderleri bertaraf edildi. İktidarı uzun sürmedi. 27–28 Nisan Devrimi ile M. Davut Han ve ailesi idam edilir. Yeni yönetim halka özgürlükler getirir. Ülkenin her köşesine okullar açıldı. Kadınlar özgürleştirildi. Toprak reformu yapıldı. Feodalitenin elindeki topraklar halka dağıtıldı. İşcilere sendika hakkı verildi, öğle yemeği ücretsizdi. Kadınlar, kadın olduklarının farkına vardılar.
Ne yazık ki bu rüya kısa sürdü. Yönetimde bulunan Afganistan Demokratik Cumhuriyeti yöneticileri Karmal ve Taraki arasında kavgalar başladı. (1979–1986) Taraki öldürüldü. Babrak Karmal, Afganistan Demokratik Cumhuriyeti'nin 3. Devlet Başkanı olur. Kavgalar hız kesmez. Başa Muhammed Necibullah geçer.
Sosyalist yönetim arasındaki derin çatlaklar, kavgalar savaş ağalarının elini güçlendirdi. Koministlerden kurtuluş şarttı. Ahmet Mesut'un babası Ahmet Şah Mesut Penşir'de direnişteydi. Ama denge Taliban'dan yanaydı. Taliban 27 Eylül 1996'da Kabil'e girer ve Cumhurbaşkanı Necibullah'ı işkence ederek, elektrik direğine asar. 9 Eylül 2001'de de Ahmet Şah Mesut Taliban tarafından suikastle öldürülür.
Afganistan'a eşitlik ve adalet getiren rejim yıkılmış, Kabil'in merkezinde 70 bin kişi kurşuna dizilmişti. Kabil hayalet görünümündeydi. Kısa zamanda verimli topraklar el değiştirmiş, yeni sahiplerine verilmişti. Artık astığı, astık, kestiği, kestik bir düzen gelmişti. Yüzyıllardır Afganistan'ın kaderi böyleydi. Bu topraklar gerici savaş ağalarının egemenlik alanıydı. Gücü, gücü yetene... Gidin görün yaşadıkları malikaneleri, uçsuz-bucaksız topraklarını. Halk aç, halk çaresiz. Küstürüldü Afgan halkı. İçine kapandı çaresizce...
Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri, Penşir Aslanı Ahmet Mesut ve diğer muhalif grup temsilcileri ile ikincisi yapılan (II. Wiener intra-Afghanistan Treffen) Viyana'daki toplantı, umarız Afganistan'ın esenliği ve kurtuluşu için elverişli olur. Afganistan'ın birleştirici bir Atatürk düşüncesine gereksinimi var. Ayrıştırıcı mücadeleler eninde-sonunda sonuçsuz kalacaktır.
Share this with your friends: