06.08.2025

Küresel ısınmalara neden ola, ola geldik bu günlere... Bilim insanlarının söylemlerine, uyarılarına kulak tıkadık, zaman zaman da onlara karşı sözkıran olduk, turarsızlıklar yaptık hoyratça. Şimdilerde durumun farkına varınca da dövünüyoruz, feryad-ı figanlardayız.Küresel ısınmalara neden ola, ola geldik bu günlere... Bilim insanlarının söylemlerine, uyarılarına kulak tıkadık, zaman zaman da onlara karşı sözkıran olduk, turarsızlıklar yaptık hoyratça. Şimdilerde durumun farkına varınca da dövünüyoruz, feryad-ı figanlardayız.Başımıza gelen yangın felâketlerinin biricik sebepleri; atmosferdeki sera gazlarının haddinden fazla artması, yeşil alanların ve ormanların tarıma açılması ya da yok edilmesi, endüstriyel faaliyetlerin ve vahşi madenciliğin hız kazanması, fosil yakıt kullanımı, temiz su alanlarının kirletilmesi gibi birçok neden, olumsuz iklim felâketlerini karşımıza çıkarmaktadır. Dünyanın tepesi attı, şarjı attı. Hele durun, henüz iyi günlerimizi yaşıyoruz.Deniz seviyeleri yükselecek, sıcaklıklar daha da artacak, buzullar hızla eriyecek, okyanuslarda kirlenme ve asitlenme görülecek, biyolojik çeşitlilik ve doğadaki canlılarda yok olma riski artacak, çölleşme ve olağanüstü hava olayları, depremler meydana gelecektir. Yıllar önce ya da düne kadar uyarıda bulunan bilim insanlarını ve aydınları felâket tellalı ilan edenler, şapkalarını önlerine koymuş olmalılar. Dünya salt sizin değil, dünya hepimizindir. Acil köklü önlemler alınmazsa eğer; aşırı sıcaklıklar, orman yangınları, önlenemez su taşkınları, gıda ve temiz su kıtlığı, yoğun hastalık vakaları insanlığın yakasını bırakmayacaktır. Yaşanan bu dramatik olayların sonucunda, savaşlar ve insan göçü dünyayı yaşanamaz hale getirecektir. Susuzluktan kırılan insanlar ve diğer canlılar sık, sık haber olacaktır. Böyle giderse bu dramatik gidişe boyun eğeceğiz, sıranın bize gelmesini bekleyeceğiz.Türkiye 2020'den bugüne tarihinin en yoğun yangın döneminden geçmektedir. Yazın başlangıcı itibariyle hergün değişik bölgelerde yangınlar çıkıyor. Ege ve Akdeniz en fazla yangının olduğu yerlerin başında gelmektedir. Her yıl Portekiz, İspanya, İtalya,Yunanistan ve Türkiye yangınlarla boğuşmaktadır. İleri teknik donanımı olan ülkeler yangın facialarını önlemede daha erken davranmaktadırlar. Taşıma suyla orman sönmez!1990-2002 yıllarında Türkiye'de ortalama 1200-1500 orman yangını çıkmışken, 2002 yılından bugüne artarak 2000-3300'e yükselmiştir. Yükselişin nedeni olarak; hızlı iklim değişikliği, nüfus artışı, deniz bandında yoğun yapılaşma, bilinçli ya da bilinçsiz insan kaynaklı hataların etkili olduğunu söyleyebiliriz. Yangınların başladığı günlerde İzmir'deydim. Dumanlar İzmir'i kuşatmıştı. Ve sonraki günlerde arka, arkaya çeşitli illerde korkunç yangınlar çıkmaya başladı. Teknik donanımlar yetersiz olduğu için yangınları söndürmede aciz kalınıyordu. Yeterli miktarda yangın söndürme uçağı yok. İtfaiye ve orman yangın personelinin yangına dayanıklı elbiseleri ve maskeleri de yok. Ne yazık ki yangın söndürme personellerinden yitirdiklerimiz oldu.Acil bir önerim olacak! Yangın başlar başlamaz anında müdahale eden dronlar ( gözlek) üretilmelidir. Bu dronlar ilk evrede yangını önlemede çok etkili olabilirler. Bilmem kaç kilo silah taşıyan dron, su da taşır. Bu dronlar 24 saat ormanlarımızı da gözetleyebilirler. Benden söylemesi..."Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak."

Ausgabe: 286 / 06.08.2025 / Gelecek Sayı / Nächste Ausgabe: 10.09.2025
Köşe Yazarları | Autoren
Köşe Yazarları | Autoren