12.11.2025
24 Ekim 2025 günü, Viyana'da UNO (Birleşmiş Milletler) Ofisi'nin karşısında Srebrenitsa katliamında ölenlerin anısına yapılan "Srebrenice Çiçeği" anıtının açılışına katıldık.24 Ekim 2025 günü, Viyana'da UNO (Birleşmiş Milletler) Ofisi'nin karşısında Srebrenitsa katliamında ölenlerin anısına yapılan "Srebrenice Çiçeği" anıtının açılışına katıldık.Migrare Müdürü sevgili arkadaşımız Mümtaz Karakurt'la birlikte bu anlamlı anıtın açılışındaydık. Havanın soğuk ve rüzgârlı olmasına rağmen, seçkin bir kalabalık vardı. Bosna Hersek devlet yönetimi ve Viyana şehir yöneticileri, parlamenterler, Avusturya'da yaşayan Bosnalılar ve Bosna dostları bir daha böylesi acıların yaşanmaması için oradaydılar. Anıtın UNO'nun tam karşısına yapılması özel bir anlam arzediyordu. Çünkü, UNO'nun Hollandalı askerleri bu katliamın olmasına göz yummuşlardı. UNO, hâlâ bu katliamın hesabını veremedi, Gazze'de olduğu gibi... UNO Viyana Ofisi bu anıtı bundan böyle hergün görecektir. Bu utanç onlara yeter mi bilemiyorum? Srebrenitsa soykırımı insanlığın 2. Dünya Savaşından sonra gördüğü en acımasız vahşetidir. Bosna-Hersek halkı, Yugoslavya'nın parçalanma sürecinde çok acılar çekmiş ve büyük kayıplar vermiş, Avrupa'nın gözü önünde binlerce insanı hunharca katledilmiş, işkence görmüş, evinden-ocağından sürülmüştür. Olayların başlangıcından, sonuna kadar Birleşmiş Milletler (ONO) vurdumduymaz davranmayı bir marifet bilmiş, çözümden uzak durmayı yeğlemiştir. Srebrenitsa Soykırımı, Bosna savaşı sırasında 15 Temmuz 1995'te gerçekleşen büyük bir trajedidir. Bu soykırım, Yugoslavya'nın dağılma sürecinde yaşanan etnik çatışmaların bir parçasıdır. Srebrenitsa, Birleşmiş Milletler tarafından güya "güvenli bölge" olarak ilan edilmişti. Güya Bosnalı Müslümanlar koruma altındaydı. Srebrenitsa, 15 Temmuz 1995 tarihinde Sırp askerleri tarafından kuşatılır ve UNO'nun koruma gücü olan Hollandalı UNPROFOR birliklerinin gözü önünde acımasız katliamlarını yaparlar. Yalnızca bu kasabada 8372 kişiyi hunharca katlederler. Katliamı yapanlar, Sırp Ratko Mladiç komutasındaki Bosna Sırp Ordusu ve dışarıdan gelen Sırbistan "Akrepler" özel güvenlik güçleridir. Srebrenitsa Soykırımı, savaşın son dönemlerinde gerçekleştirildi. Bosna-Hersek'te savaşı bitirmek ve barışı tesis etmek için uluslararası toplumun diplomatik uğraşları yoğunlaştığı zamanda katliam gerçekleşir. Tavşana kaç, tazıya tut misali, sözüm ona "barış" diyenler soykırıma çanak tuttular. Ve katliam gerçekleşir. Binlerce Bosnalı vadilerde, ormanlarda, gizli yerlerde topluca infaz edilirler. Katliam boyunca aileler büyüklerini, çocuklarını, eşlerini ve sevdiklerini kaybederler. Birçok Bosnalı halâ yakınlarını arıyor. Katliam sırasında birçok kadın ve kıza tecavüz ve işkence yapıldı. Binlercesi doğdukları, büyüdükleri topraklarından ayrıldılar. Katliama seyirci kalan Avrupa'ya sığınmak zorunda kaldılar. Etkinlikte söz alan Bosna-Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı Denis Beciroviç: "Ayrıca buradayız ki, net bir şekilde söyleyelim: Bir daha kendi halkımızın kaderini başkalarının eline bırakmayacağız. İyi niyetli tüm devletlerle iyi ilişkiler kuracağız. Ama bir daha hiç bir dış garantiye veya korumaya güvenmeyeceğiz." diyerek sistemini dile getirdi.Ailesinden 20 kişiyi kaybeden Bosnalı kadının sözleri çarpıcıydı. "Birçok çocuk babalarının ölümünden sonra doğdu. Birçoğunun babalarının nasıl göründüğünü bilecek bir fotoğrafı yok. Benim evimde, bana sorduklarında "Babam gibi miyim? Babamın gülüşü bende var mı? Babamın saçı gibi mi saçım? Babama benziyor muyum?" diyorlar. 30 yıl geçmesine rağmen, kendi ailelerini kursalar bile, halâ bunu soruyorlar." Gerçekten çok acı...Zor anlarda bile sevginin nefretten, gerçeğin ise yalandan daha güçlü ve daha yalın olduğunu tarih sürekli bizlere göstermiştir. Bosna katliamlarının işbirlikçileri ve yapanları bellidir. Emperyalizmin UNO ve NATO'yla birlikte Bosna'yı laboratuvar olarak kullanması düşündürücüdür. Tıpkı Irak'ta, Afganistan'da, Libya'da, Yemen'de, Suriye'de, Filistin'de yaptıkları gibi. Kural tanımamazlık ve utanmadan dünyaya "demokrasi" ve "insan hakları" dersleri vermeleri trajikomik değil mi? Kimi kandırıyorsunuz siz?
















Share this with your friends: