15.02.2023
Avusturya`ya gelen Türk insanlarının ilk başlardaki (hatta şimdi bile) en önemli hastalık problemlerinden bir tanesi ailesel akdeniz ateşiydi. Ailevi akdeniz ateşi veya Ermeni hastalığı, sıklıkla Ermeni, Yahudi, Türk ve Orta Doğu Arap toplumlarında görülen genetik ateşli hastalıktır.Avusturya`ya gelen Türk insanlarının ilk başlardaki (hatta şimdi bile) en önemli hastalık problemlerinden bir tanesi ailesel akdeniz ateşiydi. Ailevi akdeniz ateşi veya Ermeni hastalığı, sıklıkla Ermeni, Yahudi, Türk ve Orta Doğu Arap toplumlarında görülen genetik ateşli hastalıktır.
Tekrarlayan ateş, karın ağrısı, göğüs ağrısı ve eklem ağrısı şikayeti yapan bu hastalık nöbetler halinde kendini gösterir. Nöbetler genellikle 24-72 saat sürer. Hastalarda nöbetler dışında hiçbir belirti yoktur. Bu hastalık Avusturya`da ilk zamanlar bilinmediği için (hatta şimdi bile) bu şikayetlerle doktora veya kliniklere başvuran Türk hastalarda bir çok tetkike rağmen yıllarca bu hastalığın teşhisi konulamıyordu. Bir çoğu apendisit şüphesi ile beraber ameliyat bile ediliyordu. Ameliyata rağmen şikayetler devam ediyordu. Bu hastalar Türkiye ye gidince anında teşhis konuluyordu. Türk hastalarda doğal olarak “Bu Avusturyalı doktorlar hiç bir şeyden anlamıyor” kanısı doğal olarak oluşuyordu. Hatta şimdi bile lafını bir kaç kere kullandım. Son altı ay içinde bu şikayetleri olup klinik klinik dolaşıp benim muaynehaneme gelen üç Türk hasta oldu. Bir tanesine acil apendist ameliyatı bile yapılmıştı. Yaptırdığım genetik testle bu üç hastada da tanesi ailesel akdeniz ateşi hastalığının teşhisini koydum ve tedaviye başladım. Bu hastalığın üç temel özelliği vardır. Hastalığın ortaya çıkması için anne ve babanın taşıyıcı ya da hasta olması gerekir.
Sıklıkla Akdeniz Bölgesi ve civarında görülmesi (Karadeniz Bölgeside dahil) Ateş nöbetleri yapması, Ateş nöbetlerine karın ağrısı, eklem ağrısı veya göğüs ağrısı eşlik eder. Karın ağrısı, akut apandisit ile karışabilir ve çok şiddetli olabilir. Bu hastaların bir kısmı akut apandisit tanısı ile ameliyat edilmişlerdir ancak karın ağrıları geçmemiştir. Hastalık uzun süre tedavi edilmezse amiloidoz denen bir başka probleme yol açabilir. Bu hastalık zamanla vücudumuzda çeşitli organlarda protein yapısında bir madde olan amiloidin birikmesine yol açar. Bu madde organların fonksiyonlarını yerine getirmesine engel olur. Vücudumuzdaki damarlara zarar verir. Bu da ciddi hastalıklara sebep olur. Bu hastalıklardan sıklıkla görüleni kronik (müzmin) böbrek yetmezliğidir.
Böbrek gibi hayati önemi olan bir organın işlev yapamaması hayati tehlike yaratan bir durumdur. Nöbetler sırasında kan lökosit sayımı ve CRP yükselebilir, ancak nöbet esnasında alınan kanda fibrinojen seviyesinin yükselmesi sıklıkla görülen bir bulgudur. Kesin tanı genetik inceleme ile mümkündür. Hastaların yaklaşık yarısında ailede benzer şikayetleri olan akrabaların olması tanıyı destekleyen önemli bir bulgudur. Bununla beraber, ailevi Akdeniz ateşinin çekinik geçen bir kalıtsal bir hastalık olması nedeniyle, ailede başka bir hastanın olmaması da şaşırtıcı olmaz.
Bu hastalığın tedavisinde kullanılan bir ilaç vardır. O da kolşisin. Bu ilaç ağrının şiddetinin azalmasını, atakların gelme süresinin uzamasını, ağrı süresinin kısalmasını sağlar. Etkili ve faydalıdır. Başarı şansı yüksek olduğu için kullanılması gerekir. Bu ilaç ağrı kesici değildir ve hastalığı tedavi edicidir. Amiloid rahatsızlığının oluşmasını da engeller. Böylece çok ciddi sağlık problemleri görülmemiş olur. Belirtiler geçse dahi ilacın kullanılması gerekir. Düzenli ilaç kullanımı hastalık tedavisinde çok önemlidir. Fakat dozunu iyi ayarlamak gerekir. Bunun için uzman hekime görünmekte fayda vardır.
Hepinize sağlıklı günler dilerim
Share this with your friends: