11.09.2024
Küreselleşme ve hızlı teknolojik ilerleme, işgücü piyasasındaki durumu büyük ölçüde değiştiriyor. Yüksek eğitimli insanlar ekonomik olarak fayda sağlarken, daha az ayrıcalıklı insanlar zemin kaybediyor. Artan eşitsizliğin, daha fazla örgün eğitime sahip kişilerin aile kurma olasılığının daha az eğitimli vatandaşlara göre daha yüksek olduğu anlamına geldiğini görüyoruz. Tarihsel olarak durum tam tersiydi: Yüksek eğitim ve gelir, özellikle kadınlar için, daha az çocuk anlamına geliyordu. Bugün, daha eğitimli kadınlar için doğum oranları az çok sabit, ancak daha az eğitimli kadınlar için ekonomik baskı çok yüksek olduğundan bu oranlar düşüyor.Küreselleşme ve hızlı teknolojik ilerleme, işgücü piyasasındaki durumu büyük ölçüde değiştiriyor. Yüksek eğitimli insanlar ekonomik olarak fayda sağlarken, daha az ayrıcalıklı insanlar zemin kaybediyor. Artan eşitsizliğin, daha fazla örgün eğitime sahip kişilerin aile kurma olasılığının daha az eğitimli vatandaşlara göre daha yüksek olduğu anlamına geldiğini görüyoruz. Tarihsel olarak durum tam tersiydi: Yüksek eğitim ve gelir, özellikle kadınlar için, daha az çocuk anlamına geliyordu. Bugün, daha eğitimli kadınlar için doğum oranları az çok sabit, ancak daha az eğitimli kadınlar için ekonomik baskı çok yüksek olduğundan bu oranlar düşüyor.
Bu gelişmeleri sadece zengin ülkelerde görüyoruz. Şu anda 1990'larda trendin tersine dönmeye başladığı Almanya, İsveç ve İngiltere için detaylı analizler var. Örneğin Almanya'da işleri özel eğitim gerektirmeyen kişiler açıkça çocuk sahibi olma olasılığı en yüksek gruptu. Bu grupta aile kurma olasılığı artık toplumun yüksek eğitimli kesimine göre daha düşük. Peki bunun nedenleri nelerdir?
Ekonomik merdivenin en alt basamaklarında yer alan insanlar giderek daha da geriye düşüyor. Durumları artık o kadar istikrarsız ki çoğu durumda aile artık bir seçenek değil. Bu gelişme, 1980'li yıllardan itibaren ekonominin önündeki engelleri giderek azaltan küreselleşmeyle başladı. Bu, işçilerin diğer ülkelerdeki düşük ücretli işçilerle rekabete girdiği anlamına geliyordu. Otomasyon ayrıca daha az eğitimli insanlar için iş arzının azalmasına da yol açtı. Yüksek eğitimli profesyoneller işlerini robotlara kaptırmayacaklar. Otomasyondan yararlanma ve esnek çalışma saatleri ve home ofis gibi yeni fırsatlara erişme olasılıkları daha yüksektir.
Eşitsizliğin arttığı bir gerçek. Araştırma sonuçları, 1980'li yıllardan itibaren işgücü piyasasında yaşanan değişikliklerin başlangıç noktası olduğunu göstermektedir. Popülist partilerin popülaritesinin artmasının da bir nedeni bu. Günümüzde geleneksel partiler ve politikacılar popülizmden şikayet ederken bunun kendi siyasi eylemlerinin bir sonucu olduğunu unutuyorlar.
Yapay zeka (AI) artık yüksek eğitimli sınıfların işlerini de otomatikleştirecek mi?Teknolojik değişim o kadar hızlı gerçekleşiyor ki ekonomik açıdan kazananlar bile yeterince hızlı uyum sağlayamadıkları için tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Bugüne kadar teknolojik değişim çoğunlukla toplumun alt sınıflarını etkilemiştir. Bugün bunun nasıl gelişeceğini kimse tahmin edemez. Kişisel olarak yapay zekanın hepimizi işsiz bırakacağına inanmıyorum. İşgücü eğitim gereksinimlerinin artmaya devam etmesi muhtemeldir.
Siyaset en savunmasız kişileri desteklemeli ve kaynakların daha adil dağılımını sağlayacak uygun kurumları sağlamalıdır. Batı Avrupa'da hala bu tür sistemler var ama burada da refah devleti giderek artan bir baskı altına giriyor. Avrupa, ençok etkilenen insanlara yardım etmek ve olumsuz gelişmeleri yavaşlatmak için geleneklerini ve kurumlarını kullanabilir. Bunun için etkilenenlerin de kendilerini organize etmeleri ve gerekli kurumlara baskı yapmaları gerekiyor.
Share this with your friends: