Sayı | Ausgabe: 270, 10.04.2024 | Gelecek sayı | Nächste Ausgabe: 10.05.2024


Dünyamızın bir çok ülkesinde halk hareketleri ve bazi önemli bireysel harekteler emperyalist sömürücü siyaset gurularını şaşırtıyor.
Son günlerde yoğun bir şekilde haberi yapılan ABD vatandaşı Edward Snowden'i duymuşsunuzdur. Edward Snowden Amerika gizli servisi CIA ve NSA'da teknisyen olarak (Systemadministrator) olarak çalışıyordu ve Mayıs 2013'de kadar CIA ve NSA adına Booz Allen Hamilton danışma kuruluşunda CIA ve NSA adına çalıştı. Bu çalışması dahilinde ABD'nin ve İngiltere'nin tüm dünyadaki  İnternet üzerinden yapılan komunikasyon trafiğinin kayda alınması ve dinlenmesi ile ilgili programlara giriş hakkı vardı. Bu çalışma süreci içerisinde edindiği gizli bigileri (ABD ve İngiltere tüm dünya komunikasyon trafiğini kontrol altına ve dinlemeye almış, açıkcası her ülkeyi teknik olarak kontrol altına almaya çalışıyor) Guardian gazetesinden Glenn Greenwald'a veriyor ve Greenwald bu bilgileri yayınlıyor. Bir kaç gün sonra bu bilgilerin Snowden'den geldiği biliniyor; açıklanan bilgiler sadece tüm bilgilerin az bir kısmını oluşturuyor. Daha sonra ABD Snowden hakkında Uluslararası tutuklama emri çıkarıyor. Snowden kaıtığı Hong Kong'dan Rusya gidiyor ve şu an Rusya'da iltica müracaatı kabul edilmiş durumda gibi.
Hong Kong'dan Rusya'ya geldiğinde Rusya'da Moskova'da havalimaninda bekliyor. Nereye iltica yapacağı belli değilken, bir kaç latin Amerika ülkesinden kendisine müracaat ederse ilticasını kabul edileceğine dair bilgi geliyor. Bu arada Rusya'da bulunan Bolivya Başkanı Morales ülkesine dönerken, kendisine veya ülkesine daha önce haber verilmeden, Fransa ve Portekiz Morales'in uçağına hava sahalarını kapatıyorlar ve uçak mecburen Viyana'ya iniş yapıyor ve Morales 10 saatin üzerinde Viyana havaalanında bekletiliyor.
Bütün bu komedinin sebebi: Demokrasi havarisi olan ABD, bir korsan gibi kendisine göbekten bağlı olan ülkelere baskı ve belki de tehditte bulunarak Morales'in uçağının uçuşuna izin vermemeleri üzerine baskı yapıyor. ABD Snowden'in Morales'in uçağında olabileceğini tahmin ediyor. Sadece ABD'in paranoya tahmini üzerine bir bağımsız ülkenin başkanına devlet adamlığına yakışmayacak ve uluslar arası hukuka aykırı bir şekilde muamale yapılıyor. Ve Avusturya devleti Morales'in uçağını müsade alarak arıyor. Müsade alınmış olsa dahi rezil bir durum ve Avrupa ülkelerinin ABD'den ne kadar korktuklarını gösteriyor. Avrupa ülkeleri ve ABD çıkarları söz konusu olunca demokrasinin ve uluslararası hukuku ayaklar altına alıp utanmadan çiğniyorlar.
Bir çok Avrupa ülkeside Snowden'e iltica hakkı vermeye korktu. ABD'yi karşılarına almaya korktular. Avrupa ülkeleri ve ABD'nin demokarasi anlayışı çıkarları ile sınırlı. Çıkarları söz konusu olunca en azılı diktatörden daha antidemokrat davranıyorlar ve bu davranışlarına demokratik kılıf uyduruyorlar ya insan çileden çıkıyor. Almanya Snowden'in iltica müracaatı için pişkin bir şekilde iltica müracaatını yapması için Almanya'da olması gerekiyor açıklaması yapmıştı. Bu kadarına pes yani.
Avrupa ülkelerinin ayak bağları çözüldü ve Snowden'in iltica müracaatı yapmasından ödleri koptu. Bir kaç Avrupa ülkesine de iltica müracaatı yaptıktan sonra bu ülkeler sudan sebeblerle ilticayı kabul etmediler. Birleşmiş Milletler insan haklarından sorumlusu Navi Pillay Snowden demokratik haklar için yararlı açıklamalar yaptığı için kendisine sahip çıkılması gerektiğini söyledigi halde. Avrupa ülkeleri dahil olmak üzere dünyada bir çok ülkede Snowden'e karşı tavır aldılar. Sözde demokrasi savunucusu ABD sinsi çıkarları söz konusu olunca her tarafa saldırıyor ve gizli tehditler savurarar kendi taleplerinin yerine getirilmesini istiyor. Ancak dünyadaki gelişmelere baktığımızda birey olarak Snowden ve bir çok ülkede halk yığınları emperyalizmin oyunlarına dur demek için ayağa kalkıyor. Emperyalizmin hizmetkarı yönetimler ise ABD'nin dediğinden çıkmama gibi bir ilke edinmişler kendilerine.
Suriye, Türkiye ve Mısır'da müslüman kardeşler üzerinden veya sözde ılımlı İslam adı altında yönetimler yerleştirilmeye çalışıldı ve şu an bu siyasetin nasıl bir hazimete uğradığını görüyoruz.
Suriye'de yönetimi bir kaç ayda değistireceklerdi iç savaş ikibuçuk senedir devam ediyor. Orada ölenlerin asıl sorumlusu emperyalist güçler (ABD, İngiltere, Fransa ve diğerleri ) ve bu güçlere destek verenlerdir (İsrail, Türkiye, Sudi Arabistan, Katar, Ürdün ve diğerleri).
Halk iradesi kendiliğinden oluşan demokaratik talepler hareketleri sözde demokrat veya ileri demokrat olan yönetimler tarafından şiddet ile ve insanların canı hiçe sayılarak bastırılıyor.
Devamı gelecek sayıda...
Köşe Yazarları | Autoren
Köşe Yazarları | Autoren