Batı Avustruya Eyaleti Tirol’da çıkan Tiroler Tageszeitung’un Cumartesi (18.11.2017) tarihli baskısında koalisyon görüşmlerine atıfta bulunarak „Yabancılara karşı soğuk rüzgar esecek“ başlık atmış.Batı Avustruya Eyaleti Tirol’da çıkan Tiroler Tageszeitung’un Cumartesi (18.11.2017) tarihli baskısında koalisyon görüşmlerine atıfta bulunarak „Yabancılara karşı soğuk rüzgar esecek“ başlık atmış.Koalisyon görüsmelerini yürüten FPÖ ve ÖVP’nin uyum içerisinde koalisyon programını ve hükümet icraat planının oluşturacak konularda çok uyumlu çalışmaları hiç de şaşırtıcı değil. Zira ikisinin temel siyasetini yabancılara karşı siyaset oluşturuyor. ÖVP’nin seçim konularının içeriğini güvenlik ve yabancılar oluşturuyordu. FPÖ’de keza. Avusturya’da yabancılara sanki şimdiye kadar ılık bir meltem esiyordu da şimdiden sonra soğuk bir rüzgar esecek. Zaten yıllardır yabancıların Avusturya’da yaşamını zorlaştırmaktan başka bir derdleri yoktu. Ağır yabancılar yasasının altında ezilen yabancılara karşı bir de FPÖ yabancılara karşı siyaset yapıyor ve ne yazik ki Avusturya toplumunda karşılığını buluyor. Yabancı karşıtı siyasetle iki parti (ÖVP ve FPÖ) geçtiğimiz seçimlerde oyların 57,5% gibi bir oranı aldı ve şimdi koalisyon görüşmelerini bitirmek üzere olup hükemeti kuracaklar. Yabancıların Avusturya’ya gelişi (1965’den yola çıkarsak) 52 yılını doldurdu, Avusturya’da bazı siyasetciler halen yabancıları seçim malzemesi yapmakta) vazgeçmedi. FPÖ’nün başına parti başkanı olarak Haider gelene kadar (1986), FPÖ’nün oy potansiyeli %5-7 arasındaydı. 1986’da Partinin başına Haider geçiyor ve yabancılara karşı sert bir siyasete başlıyor. Haider FPÖ’nün başına geçtikten sonra oy potansiyeli yüzde 9’a ve daha sonra yüzde 26’ya kadar çıkıyor. Parti başkanlığı Strache’ye geçtikten sonra yabancılara karşı siyasete devam eden Strache oy potansiyelini koruyarak son seçimden sonra ÖVP ile koalisyon hükemeti kurma aşamasına geldi. Sayın Kurz mutlaka başbakan olmak istediğinden sayın Strache’nin bir çok isteğini kabul etmek zorunda kalacak. Zaten siyasi cizgileri bir çok konuda örtüşüyor. İki sağ partinin, aslında sağın dahada sağına kayan iki partinin yüzde 57,5 gibi bir oy alması Avusturya seçmeninin sağ populist propaganda ile ne kadar kolay ikna edildiğini gösteriyor. Bu oy potansiyelinin en az yüzde 35’lik bir payı yabancılara karşı yapılan propaganda sayesinde bu partilere verilmiştir. Ne yazik ki bu iki parti nesnel siyseti değil de öznel siyaseti tercih ederek insanları korkularını, çekincelerini, bilgisizliklerini kullanarak oy patlaması elde ettiler. Ancak unutulmamalıki muhalefette veya seçim aşamasında yapılan siyaset bir çok zaman iktidara gelinince uygulanamaz. Bu bağlamda da Avusturya’nın gerçek bir hukuk devleti ve demokratik bir düzene sahip olup olmadığını göreceğiz. Zira bir ülkede azınlkların ve mağdurların haklarına sahip çıkıllıyorsa o ülke hukuk devletidir. Gerçek bir hukuk devletinde azınlıklara positiv ayrımcılık yapılması gerekir. Biz .positiv ayrımcılıktan vazgectik, burada yaşayan yabancılara eşit vatandaş muamalesi yapsınlar haklarını korusunlar yeter. Önümüzdeki dört senede icraatları göreceğiz. Hukukun üstünlügümü geçerli olacak yoksa insanları manupüle etmeye yönelik siyaset mi geçerli olacak.
Yeni hükümetin hedefinde yabancılar var!
Ausgabe: 277 / 08.11.2024 /
Gelecek Sayı / Nächste Ausgabe: 11.12.2024
Köşe Yazarları | Autoren
Türkçe Afrikaans Shqip العربية Հայերեն Azərbaycan dili Euskara Беларуская мова Български Català 简体中文 繁體中文 Hrvatski Čeština Dansk Nederlands English Eesti Filipino Suomi Français Galego ქართული Deutsch Greek Kreyol ayisyen עִבְרִית हिन्दी Magyar Íslenska Bahasa Indonesia Gaelige Italiano 日本語 한국어 Latviešu valoda Lietuvių kalba Македонски јазик Bahasa Melayu Maltese Norsk bokmål فارسی Polski Português Română Русский Српски језик Slovenčina Slovenščina Español Kiswahili Svenska ไทย Українська اردو Tiếng Việt Cymraeg יידיש
Köşe Yazarları | Autoren
Share this with your friends: