27.12.2018
Kısaca Türkiye’den Avustruya’ya gelen göçmenlerin tarihini geriye dönük özetliyelim. 60’lı yılların sonunda Türkiye’den Avustruya’ya göç başladı. Türkiye’den Avrupaya göç etme isteği olanlar birinci tercih olarak Almanya’yı seçiyordu. Avusturya ikinci tercihti. Avusturya’ya Türkiye’den sürekli göçün yanı sıra iki ana akım göçün 70’li yıllarda ve 87-91 arasında gerçekleştiğini söyeyebiliriz. Kısaca Türkiye’den Avustruya’ya gelen göçmenlerin tarihini geriye dönük özetliyelim. 60’lı yılların sonunda Türkiye’den Avustruya’ya göç başladı. Türkiye’den Avrupaya göç etme isteği olanlar birinci tercih olarak Almanya’yı seçiyordu. Avusturya ikinci tercihti. Avusturya’ya Türkiye’den sürekli göçün yanı sıra iki ana akım göçün 70’li yıllarda ve 87-91 arasında gerçekleştiğini söyeyebiliriz.
Türkiye’den gelen göçmenler genel olarak 90’lı yılların ortası ve sonuna kadar Türkiye’ye kesin dönüş yapmaya endeksli bir göçmen hayatı yaşıyorlardı. 90’lı yılların sonunda bu yaşam tarzı ve gelecek planları Avusturya’ya yönelik yaşama dönüştü. Yani takriben 20-25 yıldır genel olarak Avusturya’da hem fiziki olarak hem de düşünce olarak yaşamaya başladık. Göçün başlama tarihinden bu yana yaşam ve gelecek planlarımız nasıl olursa olsun Türkiye’den gelen göçmenler Avusturya’da genel olarak uyum içerisinde yaşadılar. Yasalarla çelişki içine düşenler olsada büyük bir çoğunluk Avusturya’da uyum içinde yaşadı ve yaşıyor. Buna karşılık Avusturya siyaseti bilhassa siyasetin sağ yelpazesinde bulunan siyasi partiler burada yaşayan göçmenleri özellikle müslümanları hedef aldılar. Onların bizleri hedef almasının önemli sebeblerinden bir tanesi, bizlerin alanı boş bırakmamızdır. Bizler takriben kırk yıllık göçmen tarihimizde burada bir toplum olmayı ve bizi hedef alan siyaseti ve yasal düzenlemeleri engelleyecek gücü oluşturamadık.
Burada göçmenleri yakından ilgilendiren sorunlar ekseninde toplanıp çözümler üretme bağlamında çalışmak için Halk Meclisi Çalışması başlatıldı. Elimizden geldiğince mümkün olduğu kadar bu çalışmayı Avusturya geneline yaymaya çalışacağız. Bu çalışma bir dernek kurma çalışması değildir. Amacımız, Avustruya’da yaşayan, birinci olarak Türkiye’den gelen göçmenlerin, ve düşünüyorum aynı zamanda toplumuma karşı sorumluluğum var ve bir şeyler yapmak istiyorum diye diyen insanların bir araya gelip yabancıların karşılaştığı sorunlara çözüm üretmek.
Tirol’da kurulan Halk Meclisi ilk toplantısında hemen üç çalışma gurubu oluşturdu; birincisi "eğitim grubu", ikincisi "medya grubu" ve ücüncüsü "vatandaşlık sorunu grubu". Bu gruplarda 4-5 kişi bulunmakta ve üstlendikleri konularda çözüm üretme ve bilgilendirme çalışmaları yapacaklar.
Avustruya’da son yapılan genel seçimden sonra kurulan sağ hükümet artık açıktan yabancıları hedef tahtasına oturttu ve bu henüz bir yıl gibi kısa bir süredir iktirda olmalarına rağmen. Bir kaç yıl iktidarda kalırlarsa gerisini varın artık siz düşünün.
Göçmen olarak kırk yıla dayanan ve sürekli yaşadığımız tecrübelere dayanarak, bir araya gelip toplum olma bilincini kazanma zamanının geçmek üzere olduğunu ve zaman kaybetmeden hareket etmemiz gerektiğinden eminiz. Bundan yola çıkara Halk Meclislerini kuruyoruz ve Türkiye’den gelen tüm göçmenleri siyasi görüşü ne olursa olsun ortak çalışma alanı olan ve toplum bilincinin gerçekleşmesini amaç edinen Halk Meclislerinde çalışmaya veya desteklemeye davet ediyoruz.
Son söz: "Hakkını aradığın kadar varsın"
Share this with your friends: