12.09.2023
Kadın Voleybol Milli Takımımız bir çok ülkeye nasip olmayacak güzel bir başarıya ulaştı.... Hem milletler arası turnuvada Dünya Şampiyonu oldu, hem de CEV Avrupa Kupasının da şampiyonu oldu... Ve bu şampiyonluklarda öyle hasbel kader veya tesadüfen değil, rakiplerini tepelerine vura vura yenerek şampiyon oldular... Millilerimiz bu başarılarının karşılığını halkımızdan övgü, sevgi ve alkış olarak alsa da, yönetenlerden gereken ilgiyi, alkışı ve ödülü almadı/alamadı!Kadın Voleybol Milli Takımımız bir çok ülkeye nasip olmayacak güzel bir başarıya ulaştı.... Hem milletler arası turnuvada Dünya Şampiyonu oldu, hem de CEV Avrupa Kupasının da şampiyonu oldu... Ve bu şampiyonluklarda öyle hasbel kader veya tesadüfen değil, rakiplerini tepelerine vura vura yenerek şampiyon oldular... Millilerimiz bu başarılarının karşılığını halkımızdan övgü, sevgi ve alkış olarak alsa da, yönetenlerden gereken ilgiyi, alkışı ve ödülü almadı/alamadı!
Eğer bu başarının yarısını futbol milli takımımız veya herhangi bir kulüp takımı almış olsaydı, hem ödül yağmuruna tutulur hem de ülkede bir hafta bayram ilan edilirdi... Nereden mi biliyorum?.. Japonya-Kore'nin ortaklaşa düzenlediği dünya kupasında üçüncü olduğumuz da gördük, yaşadık... O günlerde prim için mercedes marka jipler üzerinden kavgalar çıktı... Haluk Ulusoy'un Federasyon Başkanı, Şenol Güneş'in teknik direktör olduğu o dönemde prim olayı günlerce konuşulmuş, gündemde kalmıştı.
Sadece Dünya Kupası üçüncülüğünde mi?... Hayır!... Milli takımın başında Fatih Terim'in bulunduğu dönemde benzeri olaylar Avrupa Şampiyonasında yaşandı... O zaman federasyon başkanı rahmetli Hasan Doğan, milli takım yöneticisi Levent Kızıl arasında prim kavgaları yaşanmış ve yine uzun süre bu prim olayı tartışılmış, konuşulmuştu.
Ve futbol adına yaşanan başka bir prim olayı da yine Fatih Terim'in teknik direktörlük yaptığı dönemlerde Fransa'da yaşandı.... O dönemin Federasyon Başkanı Yıldırım Demirören, Fatih Terim ve futbolcular arasında otel odalarında yaşanan prim pazarlıkları günlerce medyada yerini aldı, o günlerde ayıplayanlar alkışlayanlar birbirine karıştı.
Evet, futbol adına üç ayrı federasyon başkanı, iki ayrı teknik adam zamanında yaşanan prim kavgalarının sadece medyaya yansıyanlarına şahit olduk ama kapalı kapılar ardında daha neler olmamıştır ki hep gizli kaldı... Tabi ki sonraki zamanlarda bazılarını araştırmacı dürüst gazeteciler buldu çıkardı, sonuç hiç bir şey getirmedi çünkü atı alan Üsküdar'ı geçmişti ve birde balık baştan kokuyordu!
O dönemlerde, yani üç ayrı başkan ve iki teknik direktörle böylesine prim olaylarının kavgalarının yaşandığı Türkiye Milli Futbol Takımı başarı olarak beklenenlerin gerisindeydi... Oysa aynı dönemde final oynayan hatta şampiyon olan ülkelerden daha fazla paralar harcandı, primler ödendi bu turnuvalar için milli takımımıza.
Bunları yaşamış bir ülke, bir çok ülkenin başaramayacağını başaran iki büyük turnuvada şampiyon olan ve her türlü övgüyü ödülü hak eden Kadın Voleybol Milli Takımımız için prim konusunda oldukça cimri davrandı... Ve Yöneticilerin bu davranışları karşısında hiç bir oyuncudan ses çıkmadı/çıkmıyor... Neden çıkmıyor... Bu uzun hikaye ama kısa ve öz olarak Brüksel'de şampiyonadan sonra yaşananları özet olarak buradan aktarmak istiyorum.
Belçika'nın başkentinde Avrupa Şampiyonluk kupası alındı, Türkiye'nin Avrupa şampiyonluğu tescil edildi... Önce Federasyon Başkanı Mehmet Akif Üstündağ konuştu, oyuncuları ve teknik ekibi kutlayarak "Salondaki işiniz bitti, oyuncular olarak görevinizi en iyi şekilde yaptınız... Bu başarınız için ne prim versek azdır, tüm özel isteklerinizi yerine getireceğiz" deyip, sahneye takımın çalıştırıcısı İtalyan hoca Daniele Santarelli'yi davet etti.... Sandarelli "Bu konuda konuşması gereken oyuncularım" diyerek kaptan Eda Erdem'e mikrofunu uzatır... Ve kaptan Eda öyle bir konuştu ki, adeta tarihi bir ders gibiydi... Eda'nın yaptığı tarihi konuşmanın özeti şöyleydi "Atatürk'ün sporcu kızları, ülkesi adına kazandıkları başarıyı pazarlık konusu yapmaz. Ne prim ister, ne de başka özel bir şey. 85 milyona yaşattığımız bu mutluluk bize yeter...".
İşte benim spor ve sporcu anlayışımda budur, spora verdiğim yıllarımda hep bu davranışları, duyguları yaşatmaya çalıştım ve çoğu zamanda yaşattım sporcularıma!.. Çünkü, hiç bir şey ülke başarısının önünde değildir "veya" ülke için ulaşılan başarının değeri hiç bir şeyle ölçülemez... Kadın Voleybol Milli Takım oyuncularını, çalıştırıcılarını ve yöneticilerini bir kez daha en derin duygularımla yürekten kutluyorum!
Share this with your friends: