13.07.2021

Çocukluk, hepimizin bir zamanlar ait olduğu ama şimdilerde büyümenin telaşıyla görmezden geldiği bazen hiç yaşamamış saydığı, hiç çocuk olmadığını sandığı dönem değil mi? Her şeyin en masum olduğu, içindeyken kıymetini bilemediğimiz ve bir an evvel büyümek istediğimiz dönem. Çocukluk, hepimizin bir zamanlar ait olduğu ama şimdilerde büyümenin telaşıyla görmezden geldiği bazen hiç yaşamamış saydığı, hiç çocuk olmadığını sandığı dönem değil mi? Her şeyin en masum olduğu, içindeyken kıymetini bilemediğimiz ve bir an evvel büyümek istediğimiz dönem. 
Sahi nasıldı çocukluğunuz? Rahat rahat oynuyor muydunuz sokaklarda? Komşunun verdiği çikolatayı yiyebiliyor muydunuz mesela? Biz sabah uyanır uyanmaz çıkardık sokağa, akşam ezanı okununca da girerdik evimize. Güvenilirdi o zaman sokaklar ya da insanlar ya da zihinler. Böyle kara böyle zorba böyle vicdansız değildi. 
Çocuklar öldürülmüyordu. Çocuklar istismara uğramıyordu. Çocuklar çalıştırılmıyordu. Çocuklar satılmıyordu. E o zamanlar öyleydi bu zamanlar böyle oldu diye bir savunma ya da bir açıklama yapacağım sanılmasın sakın çünkü bu hastalığın, bu katilliğin, bu caniliğin, bu vicdansızlığın hiçbir dilde açıklaması yok. Bu aralar kafamda sürekli şu soruya cevap arıyorum ‘’ Biz niye koruyamıyoruz bu çocukları?’’ 
Biz diyorum çünkü dünya üzerinde savunmasız olan her canlı bizim korumamız altında. Bu bir yazılı kural mı diye sorabilirsiniz.. Hayır, bu kamu vicdanı. Bizim vicdanımız. Bir çocuğun zorbalığa uğradığına şahit olduğumuzda o zorbalığa müdahale etmek o çocuğu kurtarmak için çocukla illa bir soy bağı/kan bağı kurmamıza gerek yok değil mi? Görünen o ki bizler kamu olarak, insan olarak, vicdan olarak koruyamıyoruz bu çocukları, Peki yasalar ne söylüyor? Çocuk hakları, 18 yaşın altındakiler için özel insan haklarıdır. Çocuk haklarının amacı, çocukların haklarına odaklanarak güçlü, güvenli, sağlıklı ve insan onurunda büyüyebilmeleridir. 
Bir hukuk devleti olan Avusturya, çocukları suçun mağduru ve faili olmasını engellemek adına Çocuk Haklarına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi, İstanbul Sözleşmesi gibi birçok uluslararası anlaşmaya taraf olmuş, Çocuk Koruma Kanunu ve birçok kanun ile çocuğun üstün yararına uygun düzenlemelere imza atmıştır. 
Bu sözleşmeler cocukların; nerede doğduklarına, kim olduklarına; cinsiyetlerine, dinlerine, etnik kökenlerine bakılmaksızın bütün çocukların haklarını tanımlayarak yaşama hakkı başta olmak üzere; eksiksiz biçimde gelişme hakkı; zararlı etkilerden, istismar ve sömürüden korunma hakkı; aile, kültür ve sosyal yaşama katılma hakkını içermektedirler.
Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne yön veren temel değerler ayrım gözetmeme, çocuğun yararının gözetilmesi, yaşama ve gelişme hakkıdır. Çocuk hakları, dünya üzerindeki bütün çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, yaşama, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi hakları içermektedir. Asıl olan ise, her akşam gördüğümüz o kahreden haberler. 
Daha gecen haftalarda Viyana Donaustadt’da cansız bedeni bulunan 13 yaşındaki kız çocuğunun tecavüze uğradığı ve daha sonra öldürüldüğü haberi geldi. Çocuklar geleceğin mimarları değil mi? Neden onlara yaşama şansı verilmiyor? 
Çocuklara en kötü şeyleri yaşatıp sonra da dünya ve insanlık adına en iyi geri dönüşleri bekleyemeyiz. Dünyadaki tüm çocuklar ne zaman ki aynı haklara sahip olup aynı mutlulukla koşarsa o zaman bir beklentiye girebiliriz bu çocuklardan.

Ausgabe: 277 / 08.11.2024 / Gelecek Sayı / Nächste Ausgabe: 11.12.2024
Köşe Yazarları | Autoren
Köşe Yazarları | Autoren