12.12.2023
Gazze’de yaşanan hadiselere bakıldığında Roma Statüsü’nün soykırım suçunu düzenleyen 6’ncı maddesindeki fiillerin gerçekleştirildiği açık bir şekilde görülmektedir. Yine Gazze’de sivillere, her yaştan çocuklara, hastanelere yönelik saldırılar savaş suçudur. Tüm bunlar bir arada değerlendirildiğinde Gazze’de yaşananların Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yargı yetkisine girdiğini söylemek mümkündür.Gazze’de yaşanan hadiselere bakıldığında Roma Statüsü’nün soykırım suçunu düzenleyen 6’ncı maddesindeki fiillerin gerçekleştirildiği açık bir şekilde görülmektedir. Yine Gazze’de sivillere, her yaştan çocuklara, hastanelere yönelik saldırılar savaş suçudur. Tüm bunlar bir arada değerlendirildiğinde Gazze’de yaşananların Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yargı yetkisine girdiğini söylemek mümkündür.Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), 18 yaşından büyük gerçek kişileri yargılama yetkisine sahiptir. Ancak devletler ve diğer tüzel kişilikler üzerinde yargılama yetkisi bulunmamaktadır. Filistin'deki silahlı çatışmalardan kaynaklanan uluslararası ceza sorumluluğu, bu fiilleri işleyen ve emreden bireyler üzerindedir. UCM, doğrudan ve mutlak bir yargılama makamı değildir; bu nedenle, ulusal hukuk sistemlerinde suç sayılan bir fiilin soruşturulması ve kovuşturulması için ulusal yargı makamlarının harekete geçmesine benzer bir yetkiye sahip değildir. UCM'nin yargı yetkisi, ulusal yargı sistemlerinden farklı bir perspektifle değerlendirilmelidir ve bir olayı soruşturup yargılamak için karmaşık prosedürlerin yerine getirilmesi gerekmektedir.Mahkeme’nin Yargıladığı SuçlarUluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) yargı yetkisi, Roma Statüsü'nde belirtilen suçlarla sınırlıdır. Bu suçlar soykırım suçu, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırı suçunu içerir. Soykırım suçu, belirli bir grubu yok etme amacıyla gerçekleştirilen eylemleri kapsar. Gazze'deki olaylara bakıldığında, soykırım suçu ile ilgili Roma Statüsü'nün 6. maddesinde belirtilen eylemlerin açık bir şekilde gerçekleştiği görülmektedir.Meşru Savunma Sınırlarının Aşılmasıİsrail, Gazze saldırılarını meşru savunma argümanıyla başlatmıştır. Ancak, uluslararası hukuk, meşru savunma hakkının belirli sınırlar içinde kullanılmasını gerektirir. İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları, orantılılık ve aciliyet prensiplerine uymadığı için meşru savunma sınırlarını aşmıştır.Roma Statüsü'nün İhlaliFilistin devleti Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kurucu anlaşması olan Roma Statüsü’nün 12 (3) üncü maddesine dayanarak 2 Ocak 2015 tarihinde Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü’ne taraf olmuş ve 13 Haziran 2014 tarihinden itibaren Doğu Kudüs’te dahil olmak üzere Filistin topraklarında yaşanan suçlardan dolayı Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yetkisini kabul etmiştir. Akabinde Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcılığı kendisine yapılan başvuru ve Statü’nün 12 (3) üncü maddesi gereği Savcılık Ofisi Yönetmeliği’nin 25-1.c maddesine uygun olarak ön inceleme soruşturması başlatılmasına karar vermiştir. İlgili başvuruyu Mahkeme tam bir tarafsızlık ve bağımsızlık içinde inceleyeceğini ve analizlerini yapacağını bildirmektedir. Savaş suçları, Roma Statüsü'nün 8. maddesinde düzenlenmiştir. Bu suçlar, 1949 tarihli Cenevre Sözleşmeleri hükümlerine göre korunan şahıs ve mallara karşı işlenen belirli fiilleri içerir. Gazze'deki saldırılarda sivillere, çocuklara ve hastanelere yönelik gerçekleştirilen saldırılar, savaş suçu kapsamına girmektedir. İsrail'in Gazze saldırıları, bu anlaşmanın ihlali olarak kabul edilebilir. Yasaklanmış silahların kullanımı, örneğin fosfor bombaları, savaş suçlarının işlenmesine yol açabilir ve bu durum ICC tarafından soruşturulabilir.Savaş Suçları ve Sivillerin Hedef AlınmasıSavaş hukuku, sivillere ve sivil nesnelere karşı zarar verilmesini sıkı bir şekilde düzenler. İsrail'in Gazze saldırılarında sivillerin ölümüne yol açan olaylar rapor edilmiştir. Bu durum, savaş suçlarına işaret etmekte olup uluslararası hukuka aykırıdır.Kısaca israil’in Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde Yargılanması mümkün mü sorusuna deginecek olursak:Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) yargı yetkisi, Roma Statüsü'nde detaylı olarak düzenlenmiş olmasına rağmen, Gazze'deki olaylarla ilgili olarak kullanabileceği açıktır. Mahkeme, uluslararası sistemin bir parçası olması ve tamamlayıcılık ilkesi nedeniyle mutlak bir yargılama yetkisine sahip olamamaktadır. Ancak, daha cesur bir yargılama için uluslararası bir baskıya ihtiyaç vardır. Bu baskı, Statü'ye taraf olsun veya olmasın devletlerden ve sivil toplumdan gelmelidir. Örneğin, BM İnsan Hakları Konseyi gibi diğer uluslararası kurumlar, devletlerin ve sivil toplum kuruluşlarının baskısıyla küresel ve bölgesel konularda cesur kararlar alabilmektedir.Birleşmiş Milletler " Barış koruma " Yetkisinin KullanılmamasıBirleşmiş Milletler (BM), uluslararası barışı ve güvenliği koruma sorumluluğunu taşımaktadır. Ancak, İsrail'in Gazze saldırıları sırasında BM'nin " Barış koruma " yetkilerini kullanmadığı görülmektedir. İsrail'in Gazze saldırıları, bölgede ve küresel düzeyde barış ve istikrarı tehdit eden bir faktör haline gelmiştir. Sivillerin zarar görmesi ve insani krizin derinleşmesi, dünya barışını tehlikeye atmaktadır. İsrail'in Gazze saldırıları, uluslararası hukuka aykırıdır ve dünya barışını tehdit etmektedir. Bu nedenle, uluslararası toplumun bu saldırılara son verilmesi ve ateşkes ilan edilmesi için çaba göstermesi gerekmektedir. Birleşmiş Milletler müdahale etmediği sürece sivil kayıplarından sorumludur. Aksi takdirde, uluslararası hukuk çerçevesinde askeri müdahale gerekebilir. Barışın ve insan haklarının korunması için uluslararası toplumun bu meseleyi ciddiyetle ele alması elzemdir. İsrail'in insanlık dışı eylemlerini kesinlikle kınıyorum.
Share this with your friends: