15.04.2020
Korona virüsü nedeniyle yaşadığımız bu zorlu süreçte, hasta olmamak ve çevremizdekileri de korumak adına kişisel hijyenimize hiç olmadığı kadar çok önem vermeliyiz. Devlet yetkilileri, toplum adına alınabilecek önlemleri bir bir hayata geçirirken, bizim de kendimize birey olarak dikkat etmeli ve kendi önlemlerimizi almalıyız.Korona virüsü nedeniyle yaşadığımız bu zorlu süreçte, hasta olmamak ve çevremizdekileri de korumak adına kişisel hijyenimize hiç olmadığı kadar çok önem vermeliyiz. Devlet yetkilileri, toplum adına alınabilecek önlemleri bir bir hayata geçirirken, bizim de kendimize birey olarak dikkat etmeli ve kendi önlemlerimizi almalıyız.Temizlik, bilindiği üzere tüm mikropları uzak tutmak için en önemli unsurlardan. Toplu alanlarda maske ve eldiven takmanın Dünya Sağlık Örgütü tarafından önerilmesi üzerine bunlar Avusturya’da da zorunlu hale geliyor. Bu hem kendi sağlığımız hem de temasta olduğumuz diğer insanların sağlığı için önemli bir önlemdir. Eve gelince kıyafetlerin değiştirilmesi, el ve yüzün sabunla yıkanması, dışarıdan eve getirilen ya da posta/kargo yoluyla eve ulaşan malzemelerin temizlenerek eve alınması gibi fiziksel önlemler sadece korona virüsünün değil, diğer pek çok hastalığa sebep olabilecek mikropların uzaklaştırılması için yapılabilecek fiziksel önlemlerdendir. Bunların yanı sıra, vücudumuzu içten de korumamız gerekir. Yani bağışıklık sistemimizi güçlendirerek, gelebilecek tüm hastalık etmenlerine karşı bir kalkan oluşturabilir, ya hastalığa hiç yakalanmadan ya da çok hafif semptomlarla atlatılabilir. Güçlü bir bağışıklık sistemi için en önemli unsurlar; düzenli ve yeterli uyku, düzenli ve yeterli beslenme, sigaradan uzak, bol hareketli bir yaşamdır. Bunları zaten biliyoruz ve uygulamaya çalışıyoruz. Ancak bazen dışarıdan da takviye almamız gerekli olabiliyor. Özellikle kendi vücudumuzun üretemediği vitamin ve mineralleri almak, vücut sağlığımızı korumamız için elzemdir.Günlük hayatımızda almamız gereken temel takviye edici gıdaları kısaca şöyle sıralayabiliriz:D Vitamini : En önemli takviyedir. Adı vitamin olmasına rağmen aslında vücudumuzun da ürettiği bir hormondur. Sadece kas ve iskelet sistemi için değil, tüm vücudumuzun korunması için çalışır. Ancak bizim gibi kuzeyde yaşayan ve gerekli güneş ışığını alamayanlar bu hormonu maalesef yeteri kadar üretememektedir. Yeni doğanlarda D vitamini takviyesi bu nedenle çok önemlidir. Bu sebepten günlük ya da haftalık olarak mutlaka takviye alınmalıdır. Normalde kişinin kilosuna göre günlük 100 ünite (100 IU) D3 vitamini kullanılmalıdır. Yani kabaca 70 kilogram bir kişi, damlasında 1000 IU bulunan D3 vitamini takviyesinden günlük yaklaşık 7-8 damla kullanmalıdır. En yeni bilgilere göre, D vitamini kan düzeyi 100 ng/mL ‘ nin üzerinde tutulması, bağışıklık sistemi için çok önemlidir. Yaptırdığınız testlerde 80 ng/mL’ nin altında ise mutlaka takviye alınmalıdır. Ek bilgi olarak; şu ana kadar direkt olarak D vitaminin çok alınmasının neden olduğu bir toksisite görülmemiştir. Ama eksikliği bebeklerde raşitizmin, yetişkinlerde de pek çok hastalığın altta yatan nedeni olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Omega 3 : Omega aslında yağın yapısının adlandırılmasıdır. Kimyasal bir sınıflamadır. Detayını bilmeye çok gerek yok ancak önemini bilmek gereklidir. Bizim tüm vücudumuzdaki hücrelerin dış duvarları, Omega 3 ve Omega 6 ‘ nın uygun oranlarda karışımından oluşur. Eğer bu oran bozulursa, hücrelerimizin duvarları yapısal olarak bozulur ve içerisine dışarıdan gelebilecek her türlü maddeyi sorgusuz sualsiz alır. Buna Korona virüsü gibi virüsler de dahil. Bu nedenle de hücre sağlığı bozulur ve hastalıklar başlar. O yüzden hücre duvarını sağlamlaştırmak, tüm vücudumuzu sağlamlaştırmaktır. Omega 3 sağlıklı yağlarda bulunur. Kavrulmamış kuruyemişler, doğru pişmiş yumurta, soğuk sıkım hakiki zeytinyağı vb. Omega 6 ise, yiyeceklerde çok daha yaygındır ve çok sağlıklı beslensek bile maalesef Omega 6’yı Omega 3’ten daha fazla tüketiriz. Yani Omega 3’ü mutlaka dışarıdan takviye olarak almalıyız. EPA + DHA toplamı 2 g ( 2000 mg) olan, sertifikalı Omega 3 günlük olarak kullanılmalıdır.Magnezyum : Çok fazla adı geçmese de son zamanlarda eksikliği en çok hissedilen minerallerdendir. Tarımda yüksek verim alma amacıyla yapılan uygulamalar nedeniyle, toprak magnezyum açısından fakirleşmeye başlayınca, biz de yediğimiz yiyeceklerle yeteri kadar magnezyum alamamaya başladık. Oysa ki magnezyum tüm kas ve sinir sistemi sağlığımız için çok önemlidir. Bazen göz seğirmesi, kramplar, ayaklarda ağrılar gibi belirtiler çoğunlukla basit bir magnezyum tableti alarak düzelebilecek rahatsızlıklardır. Magnezyum eksikliği ayrıca migren ve adet ağrılarının da artmasına neden oluyor. Bu sebeple, kan değerlerine bakılarak, eğer ihtiyaç varsa takviye olarak mutlaka alınması gereklidir. Bu temel takviyelerin yanı sıra, tahlillerde çıkan sonuçlara göre diğer eksik vitamin ve minerallerin alınması çok önemlidir. Özellikle Türk kadınlarında yaygın olarak görülen kansızlık (demir eksikliği anemisi) bağışıklığı zayıflatan etmenlerdendir. Eğer doktor tarafından uygun görülmüşse, demir ilacınızı mutlaka alınız. Kullanırken en çok dikkat edilmesi gereken husus, ilacın çay veya süt ürünleri tükettikten en az 2 saat sonra ve mutlaka C vitamini ile alınmasıdır. Doktorlar genellikle bunu söylemeyi ya unuturlar ya da önemsemezler ancak demirin emilebilmesi için mutlaka C vitamini ile birlikte alınması gerekir. Aksi halde, emilmeden bağırsaklardan atılır gider. Yukarıda bahsettiğim takviyeler elbette doktorunuzun gözetiminde, tahlil sonuçlarınıza göre onun belirlediği dozlar ve sürede kullanılmalıdır. Bu küçük takviyeler uzun vadede tüm beden sağlığımızı etkileyerek bizi hastalıklardan koruyacaktır.Size sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir ilkbahar diliyorum. Bu zor günleri atlatıp, baharın tadını çıkaracağımız günler umarım çok yakındadır.Soru, görüş ve önerileriniz için mail yollayabilirsiniz.Sağlıkla kalın...
Share this with your friends: