Sayı | Ausgabe: 270, 10.04.2024 | Gelecek sayı | Nächste Ausgabe: 10.05.2024

 

Geçtiğimiz günlerde ilginç bir e posta aldım. Bir erkek okuyanım bana aynen bu soruyu sordu. “Hep kadın hakları diyorsunuz da ya erkeklerin hakkı ne olacak, benim hikayemi de anlatsanız ya ” Ve kendi hikayesini anlattı.
Benim hikayemi de yayınlasanız ya kısmı daha çok bana inanmadığını belirtir bir üsluptaydı. Tabii ki Adil Bey’in beni tanımadığı için böyle yazmasını normal karşıladım. Ancak gördüğü üzere bu ayki sayımızda bana mail yazarak hakkını arayan bir erkeğin yakarışını size anlatmaya çalışacağım.
Adil Bey aslen Mersinli ama Viyana’da yaşıyor. 2002 yılında Türkiye’den bir kızla evlenerek Viyana’ya getirmiş. O yıllarda İnternet kafesi varmış ve Eşine’de iyi baktığını, maddi anlamda hiçbir şeyini eksik etmediğini ve 2 tane çocukları olduğunu söylüyor. Buraya kadar her şey normal. Adil Bey’in belirttiğine göre eşi kendine yeni bir kadın arkadaş edinmiş ve eskiden sahip olduğu güzel huylarını bırakmış. Adil Bey aynen bu şekilde yazmış ilk e- postasında;
“Ben izindeyken Türkiye’ye gittiğimde eşimin yeni bayan arkadaşı internetten ona birini tanıştırmış. Gizli gizli görüşüyorlarmış. Eşim internetten tanıştığı kişiye 7000 Euro’ya kadar para göndermiş. Bunu nasıl mı öğrendim? Meğerse ayrılmışlar adam bana ulaşarak herşeyi anlattı. Onunla yazışırken ve konusurken kendisini eşinden ayrılmış olarak tanıtmış. Paraların makbuzunu gördüm. Benim kazandığım paraları göndermiş yani.. Yetmiyor ondan ayrıldıktan sonra burdan bir başkasıyla görüşüyormuş. Bunu duyunca kendisine sordum inkar etti. Bağrarak suçunu kapatmaya çalıştı. Eve gelmez oldu .Sigaraya başladı. O arkadaşının evinde kalmaya başladı. Sonra tartıştık ve benden ayrılmak istediğini söyledi. Neden diye sorduğumda serbest yaşamak istediğini söyledi.”
Tabii Adil Bey bana da kızgındı. Çünkü eşi benim gibi kadın hakları savunucularına danışmaya gitmiş. Onlar da eşinden boşanan kadınların aldıkları haklardan bahsetmiş. Kısacası Devlet seni aç bırakmaz demişler eşine ve ayrılmaları daha kolay olmuş.
Adil Bey bana o kadar kızgın ki büyük harflerle “Kadınlar tek başına çocuklara sahip olmuyor, eşlerini aldatan çok kadın tanıyorum. Lütfen tek taraflı olmayın, bunları da yazın!” demiş.
Buyurun yazdım… Ben olaylara elbette ki kadın odaklı bakıyorum. Çünkü çoğunlukla ezilen kadın oluyor. Doğru mu? Aldatmak içeriğinde kötü bir olay. Bunun kadını veya erkeği yoktur. İlişkiler güven üzerine kurulur. Ancak sırtını yaslayabileceğin güvenilir biriyle ömrünü geçirebilirsin. Kadının veya erkeğin çalışarak kazandıkları parayı aldattıkları kişiye vermesi zaten insanlık dışı bir davranış.
Ben ilişki analisti değilim. Sadece Adil Bey’e verdiğim sözü tutmak için bu yazıyı yazmak istedim. İnsanlar zaman içinde değişiyor. İstekler, yaşam tarzları değişiyor. Ayrılık ne yazık ki böyle durumlarda gündeme gelebilir. Ama en önemlisi çocukların eski eşe gösterilmesi konusunda nazik davranılması gerektiğidir. Adil bey çocuklarını göremediğinden bahsetti. Polisle dahi gitse görmesi mümkün olmamış. Biz Türk kadınları böyle şeyleri yapıyoruz. Çocukları intikam aracı olarak kullandığımız doğrudur.
Çocuklar ve eski eş ayırımına neden varamıyoruz bilmiyorum. Bazen böyle durumlar oluyor. Modern olmakta fayda var. Sonuçta Viyana’da yaşıyorsunuz. Bu arada Adil Bey’e de söyledim. Bu hikaye’de en çok ilgilendiğim kısım Avusturya Hükümetinin kadınlara sağladıkları muhteşem ayrıcalıklar. Hem maddi hem de hukuksal olarak el üstünde tutuluyorlar. Türkiye’de eski eşin eve girmesi o kadar kolay ki..
16 Mayıs’ta İzmir’de Yahya Cengiz ismindeki cani, boşandığı eşinin evine çocuklarını görme bahanesiyle gidiyor. Tartışmaya başlayınca eşinin başını çekiçle ezerek öldürüyor. Yetmiyormuş gibi cesedini çıplak bir şekilde sokağa çıkarıyor. Buyurun konuya bir de buradan bakın..
Avrupa vatandaşı olan sevgili Türk Kadınları, cennette yaşıyorsunuz haberiniz yok. Modern bir ülkenin hukuki haklarına sahipsiniz. İnanın sizin yerinizde olmak isteyen bir çok kadın var… Ama elimizdekinin değerini ancak kaybedince anlıyoruz değil mi? Hayat işte…
Kadın veya Erkek hakkından ziyade insan hakkı olarak görmeye çalışalım bazı şeyleri,
Önce insan olmayı başarabilsek diyorum,
Gerisi gelir zaten…

Köşe Yazarları | Autoren
Köşe Yazarları | Autoren