Sayı | Ausgabe: 269, 13.03.2024 | Gelecek sayı | Nächste Ausgabe: 10.04.2024
sumru4

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da Pierre Loti’de otururken Türkiye’den Almanya’ya göç etmiş bir aile ile tanıştım. Kızları evlilik nedeniyle İstanbul’a kesin dönüş yapmış. Fakat ailenin diğer fertleri halen Köln’de yaşamaya devam ediyor. Almanya’daki yaşam şartları ile Türkiye’yi karşılaştırmaya başladık. Ekonomi-Siyaset konuştuk. Seçimleri tartıştık… Sonra konu kızlarının evlilik ve Türkiye’ye dönüş hikayesine geldi. Nuray, Almanya’da Hemşirelik eğitimi görmüş. Oradaki hastanelerde hemen her bölümde çalışmış, deneyimli bir hemşire. İstanbul’a geldiğinde de çalışmak için hastanelere başvurmaya başlamış. Bana aynen şöyle söyledi:” Çalışıp kendi ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum. Şu anda evin giderlerini eşim karşılıyor. Kredi ile ev aldık. Borcumuz var. Ben de çalışmak, eşime katkıda bulunmak istiyorum ama bütün kapılar yüzüme kapanıyor”
Nuray’ın sorunu Almanya’da aldığı eğitimin denkliğini Türkiye’de bulamamış olması… Çünkü Türkiye’de sertifika programları bir işin yapılmasında yetkinlik değil ancak destek bileşen olarak görülüyor. Tabii bundan uluslararası sertifikaları hariç tutuyorum. Bizim ülkemizde Hemşirelik gibi meslekler ancak Üniversite’den mezun olunarak yapılıyor. Tabii yurt dışında doğup büyümüş ve sonradan vatanına dönen insanlar için bu durum oldukça zor ve karmaşık bir hale geliyor.  
Bu sorun dolayısıyla Nuray’ın da morali oldukça bozuktu. Çünkü bir kadın her ne olursa olsun kendi parasını kazanmayı, kimseye yük olmamayı istiyor. Kocanız da olsa bir erkekten harçlık almak oldukça yıpratıcı... Bir de ev geçindirmek zorundaysanız durum daha da kötü bir hal alıyor… İstanbul, yaşamanın en zor olduğu şehirlerden biri… Bana göre İstanbul ve New York’taki hayatta kalma mücadelesi kutuplarda soğuk hava ile boğuşmaktan daha zor. İş bulmak kolay değil… İş arayan çok şirket varmış gibi görünüyor ama şehir o kadar kalabalık ki bir iş ilanına sizden başka 250 kişi daha başvuruyor. Hal böyle olunca aradan fark edilmeniz azalıyor…
Nuray bana geçici olarak kasiyerlik işi aradığını ama duyduğu ücret ve çalışma saatleri karşısında şoke olduğu söyledi. Evet, Kasiyerlik, Çağrı Merkezi Operatörlüğü ve Güvenlik Görevlisi gibi işler hem zor hem de çok az para kazandırıyor. Türkiye genelindeki uygulamaya göre süper market dediğimiz büyük alış-veriş marketlerinin çalışma saatleri sabah 08.00’ de başlıyor ve akşam 22.00’ye kadar devam ediyor. Marketler haftanın 7 günü hizmet veriyor. Bu durum müşteriler için güzel ama çalışanlar için zor…  
Şimdi Nuray, Sağlık Bakanlığının yurt dışında sertifika alanlar için açacağı staj programını bekliyor. Ona staja başlayana kadar daha iyi bir iş bulacağıma söz verdim. Çünkü İstanbul’da işler tanıdık dolayısıyla yürüyor. Bu süreç onun evliliğine ne kadar yansıyacak bilmiyoruz. Bazen zor durumlar ilişkiyi güçlendirir bazen de pes ettirip yıpratır. Denemeden bir şey söylemek mümkün değil gibi görünüyor.
Bu hikayeden sonra Türkiye’den Avrupa’ya evlenerek ya da diğer yollarla giden Türk kadınlarını düşündüm. Başka bir ülkeye uyum sağlamak çok zor, ayakta kalmak emek istiyor…
Acaba siz neler yaşıyorsunuz? Hissettikleriniz, üzüntüleriniz, sevinçleriniz neler?
Deneyimlerinizi benimle paylaşırsanız tavsiyelerimle hayatınızı kolaylaştırmaya çalışacağım
Paylaşımlarınızı bekliyorum,
Sevgiler
Köşe Yazarları | Autoren
Köşe Yazarları | Autoren