Sayı | Ausgabe: 269, 13.03.2024 | Gelecek sayı | Nächste Ausgabe: 10.04.2024


Bu hafta daha önce yazıştığım bir kadın arkadaşımın hikayesini yazmak istiyorum sizlere. Selin Viyana’da yaşıyor. Henüz 24 yaşında. Bir buçuk yıl önce memleketi olan Artvin’den Ayhan ile evlenmiş. Hemen çocuk sahibi olmuşlar. Selin şu anda içinde bulunduğu durumu bana uzun uzun yazdığı bir e mektupta anlatmış. Evlendikten sonra Ayhan’ı hemen Viyana’ya getirmiş. Kocasının Viyana’ya alışmasını beklerken bir yandan da onu dil kursuna yazdırmış. Selin, ailece Viyana’da yaşadığı için damada herkes ilgi alaka göstermişler. Ama aynı ilgiyi Ayhan’dan pek bulamadıklarını söylüyor…
“Çalışmak ve dil öğrenmek için o kadar isteksiz ki sanki buraya benimle evlenmek için değil de gezmeye geldiğini düşünüyorum” diyor mektubunda. Selin’in babasının dükkanından sağladıkları geçimleri dolayısıyla babasıyla da arasının açılmaya başladığını, çünkü kocasının çalışmaya da istekli olmadığını anlatıyor.
Peki neden boşanmıyorsun? Dediğimde yanıtı çok ilginçti. Evlendiğinde 100 kilo civarında olan Selin, doğumdan sonra yaklaşık 39 kilo daha almış. Bu halimle beni kim kabul eder ki? diyor e-mektubunda.
“Şu anda 139 kilo civarındayım hamilelik kilolarımı vermeye başlayacağım ama hiçbir zaman çok ince biri olmadım. Ayhan benim aksime çok zayıf. Evlendiğimiz ilk zamanlarda kilolarımdan hiç bahsetmiyordu. Ta ki hamile kaldıktan ve kilo almaya başladıktan sonra eve ve bana karşı çok sorumsuz oldu. Burada kendine birkaç tane Türk arkadaş buldu. Ben onu dil öğrensin diye kursa yazdırdım ama oraya uğradığını hiç sanmıyorum. Babamın yanına işe gittiğinde ise isteksizce çalışıyor. Şimdi bu kadar kiloyla çocukla uğraşmak bana çok zor geliyor. Evde de kendisinden yardım istediğim zamanlarda sürekli bir bahaneyle dışarı çıkıyor. Şu anda boşansam burada daha fazla kalamayacağından Artvin’e geri dönmek durumunda olacak. Onu ve ailesini de kırmak da istemiyorum ama böyle giderse bu evlilik benden çok şey götürecek. Ne yapmalıyım? Sizce boşanmak doğru bir yol mu?”  diye soruyor sevgili Selin…
Öncelikle bir kadın isterse her zorluğun altından kalkabilir. Bunu söylemek istiyorum. Selin bana birkaç tane düğün fotoğrafını göndermiş. Ben resimden kişilik tahlili yapmak istemiyorum ama eşinin yüzünden “Yaşasın Viyana’ya gidiyorum” sevinci okunuyor. Bana kalırsa Selin’i değil de Viyana’da yaşamayı seçmiş arkadaşımız.
Eğer gerçekten Selin’i sevdiği için gelseydi daha fazla çaba harcayıp hem iş hem de dil öğrenme konusunda bir buçuk yıldır iyi bir yol kat ederdi. Bence bu evlilik böyle gittiği takdirde Selin daha çok kilo alacak ve yıpranacak. Evlat en büyük zenginliktir deyip boşanmasını tavsiye ederim. Bu kararını Ayhan’a açıkladığında ondan geçici olarak iyileşmeler görebilirsin ama dediğim gibi bu iyileşmeler “geçici olacak”.
Hayatta en çok yaptığımız hata kendimizi kandırmaktır. Bu çok önemli. Herkes bizi kandırabilir ama yeter ki kendi kendimizi kandırmayalım.
Her şeyin çok güzel olacağını, bu kötü günleri atlatacağını bilmek ve güzel Viyana’da yaşamanın tadını çıkarmanız lazım.
Sessiz, sakin, huzurlu Viyana’da yaşamanın tadını çıkarın…
Keyif ve Sevgiyle…
Köşe Yazarları | Autoren
Köşe Yazarları | Autoren