28.01.2019
Sizin hiç ikinci hayatınız oldu mu? Uçurumun kenarından dönmek gibi bir şey mesela… Bir musibetten sanki gizli bir el yardımıyla kurtulmak gibi… Biz Türkler bu durumlara “Verilmiş sadakan varmış” deriz. Çünkü sevabın, iyiliğin, duanın gücüne inanırız. Gerçekten de bazı insanlar kendilerine ikinci bir şans verildiğini söylerler… “Ölümden dönmek diye buna derler” diye de eklerler. Sizin hiç ikinci hayatınız oldu mu? Uçurumun kenarından dönmek gibi bir şey mesela… Bir musibetten sanki gizli bir el yardımıyla kurtulmak gibi… Biz Türkler bu durumlara “Verilmiş sadakan varmış” deriz. Çünkü sevabın, iyiliğin, duanın gücüne inanırız. Gerçekten de bazı insanlar kendilerine ikinci bir şans verildiğini söylerler… “Ölümden dönmek diye buna derler” diye de eklerler.
Ben de benzer bir şey yaşadım geçtiğimiz Aralık ayında… Görünmez bir el sanki beni aldı ve derdimin çaresini en iyi şekilde bulabileceğim bir yere bırakıverdi… Arasam, araştırsam bile bulamayacağım bir yer… Biraz gizli kapaklı yazıyor olabilirim ama henüz ben de ne olduğunu anlamış değilim. Belki de böylesi daha iyi bilmiyorum ama insan bazı musibetlerin kendisine geleceğini hiç düşünmüyor. Ama gerçeklerle karşılaştığında ise neden ben? Diyor. Ben ne yaptım da bunu hak ettim? Satırlarımı dikkatlice okuyanlar ne demek istediğimi gayet iyi anlayacaklar.
Peki ne yapmalı bu ikinci şansta? Nasıl değerlendirmeli?
Oprah Winfrey bir röportajında “Kendi hayatınıza eğilin” diyor. Oprah’ın anlatmak istediği kişinin kendisini sevmeye başlaması, özüne, kendisine dönmesi demek oluyor.
Zorlu durumlardan kurtulmanın en güzel yolu kişinin kendisini hayatının merkezine koymasıdır. Bu durumun adı bencillik değil, kendini sevme, önemseme, kendinin sesini duymadır.
Çünkü etrafımızda sevdiğimiz herkesin derdini duyar, onlara çözümler sunarız da iş kendimizi dinlemeye gelince hemen ikinci hatta üçüncü plana atarız. Ama hayatınızın dönüm noktası olacak bir olay yaşadığınızda “Dur bir dakika, ben ne yapmadım, nereye yönelmeliyim?” diye düşünürsünüz.
Yani kendinize eğilmeye başlarsınız. Böyle olunca yani önce kendinizi sevince daha mutlu biri olursunuz. Sevdiklerinize daha yararlı olursunuz. Bunu bilmeyenler sizin bencilleştiğinizi, artık etrafınızı eskisi gibi dinlemediğinizi söylerler. Varsın desinler… Kim ne derse desin umursamayın…
Siz ne diyorsunuz ona bakın. Gerçekten o işte çalışmak istiyor musunuz? O adamla ya da kadınla olmaya devam etmeyi istiyor musunuz? O şehirde yaşamayı istiyor musunuz? Canınız o akşam ne yemek istiyor?
Yoksa hayatı kaçırırsınız. Hayat kaçırılmayacak kadar kısa…
Hiçbir şey için değmeyeceğini anlamak için başınıza bir musibet gelmesini beklemeyin…
Bu kıssa dan bir hisse alıverin ne olur…
Sevgiler,
Share this with your friends: