27.02.2019
Bir okuyucum geçen ayki yazımı çok üstü kapalı bulmuş. Yazımı “Hiçbir şey için değmeyeceğini anlamak için başınıza bir musibet gelmesini beklemeyin, Bu kıssadan bir hisse alıverin ne olur” şeklinde bitirmiştim. Bana hangi kıssadan bir hisse alalım? Aralık ayında ne oldu? Diye sormuş.Bir okuyucum geçen ayki yazımı çok üstü kapalı bulmuş. Yazımı “Hiçbir şey için değmeyeceğini anlamak için başınıza bir musibet gelmesini beklemeyin, Bu kıssadan bir hisse alıverin ne olur” şeklinde bitirmiştim. Bana hangi kıssadan bir hisse alalım? Aralık ayında ne oldu? Diye sormuş.
Bazen kendimin iyi bildiği meseleleri örtülü bir şekilde anlatırken başarılı olduğumu düşünüyordum ama demek ki işin aslı öyle değilmiş. Geçen ayki yazım kendimize dönmek için başımıza bir musibet gelmesini beklememek hakkındaydı. Yani bazen yapmak istediklerinizi ötelersiniz. Hayatınızın merkezine kendinizi değil de eşinizi, annenizi, çocuğunuzu koyarsınız. Sonra gün gelir gümmmm! başınıza sağlıkla ilgili bir musibet gelir ve sonra neyi yapamadığınızı, aslında ne yapmak istediğinizi saymaya başlarsınız.
Bu dünyada kısıtlı bir zamana sahip olduğumuz gerçeğiyle yüzleşmek çok ama çok ağır bir durum. İşte Aralık ayında benim başıma gelen ani ve uzun bir ameliyat bana muhakeme etme şansı tanıdı.
O ameliyattan önce her şeyi geciktiren, yapmayı sevdiğim işten ziyade yapmam gerekenlere odaklanan bir insandım.
Yapılması gerekenler listesine sahip olmak gerçekten çok acı…
Bir yanda sevdiğiniz işler ve diğer yanda sevmediğiniz ama yapmanız gereken bekleyen işler…
“Bir musibet bin nasihatten iyidir” atasözümüz gerçekten yaşadıklarımı tam anlamıyla özetliyor. Yeterince sevdiğim işlere odaklanamamak –ki yazan, ürettiğini düşünen insan olduğumu düşünüyordum- bir sürü saçma sapan sorumluluklar insanı gerçekten sıkıştırıyor. Ve sonuçta patlıyorsunuz…
Bu süreçte sevindiğim tek konu Türkiye’nin Tıp alanındaki başarısı oldu. Avusturya’yı bilmiyorum ama biz bu işte gayet iyiyiz. İnanılmaz derecede yetenekli ve ilgili doktor kalitesine ve hastane donanımına sahibiz.
Ülkemizin belki de en iyi olduğu konu Tıp… Zaten Dünya’da bir takım cerrahi ilkleri gerçekleştiriyoruz ama bir doktorun hastasına yaklaşımı yönünden gerçekten çok iyiyiz.
Ben Ülkemizin doktorlarını bu kadar överken Avusturya’daki sağlık sistemini merak etmiyor değilim. Var mı aranızda bana oradaki sistemi anlatacak? Almanca olarak derdinizi anlatmanız gerektiğini biliyorum ama bana detay verirseniz sevineceğim.Bu arada sevgili okurum kıssadan hisseyi de anlamıştır sanırım.Her yeni gün yaşamı sevmek için bir başka güzel…Sevgiler,
Share this with your friends: