10.05.2023
Ekonomik durumu iyi olmayan ülkelerin AR-Ge çalışması yapması, bu işler için bütçe ayırması zor olabilir. Kalkınmak isteyen ülkeler B planına geçerek kendilerini geliştiriyorlar. Peki nasıl?Ekonomik durumu iyi olmayan ülkelerin AR-Ge çalışması yapması, bu işler için bütçe ayırması zor olabilir. Kalkınmak isteyen ülkeler B planına geçerek kendilerini geliştiriyorlar. Peki nasıl?
Gelişmiş ülkelerin çalışmalarına bakarak kendine yön veren, onlardan ilham alan bir çok devlet var. Zaten bir projeyi hayata geçirdiğiniz zaman kendinizi ele vermiş oluyorsunuz, artık global dünyada kullandığınız tekniği gizlemeniz mümkün olmuyor. Konunun uzmanları işin sırrını çözüyorlar. Çin piyasaya sürülen ürünleri inceleyerek aynı ürünleri kendi ülkesinde yapmaya başladı. Bu davranış etik midir bilemiyorum ama ülke kalkınmasına ciddi bir etkisinin olduğu muhakkak. Tabii bunun dışında yurt dışındaki firmaların lisans hakkını alarak teknoloji ithal etmek de mümkün. Ayrıca ortak yatırım yaparak veya özel üretim sözleşmesi ile de büyüyerek yeni üretim alanları sağlanabilir.
Viyana Belediyesi ilham alınması gereken bir projeyi hayata geçirdi. Viyanada atık sular için kullanılan toplam 2500 km. uzunluğunda yeraltı kanalı var. Evlerde kullanılan duş, küvet ve bulaşık makinalarından gelen suyun yıllık ortalama sıcaklığı 16 derece, kışın bile kanaldaki suyun sıcaklığı 11 derecenin altına düşmüyor, normal şebeke suyundan daha sıcak. Atık su kanallarına monte edilen ve toplam uzunluğu 185m olan ısı eşanjörü sayesinde binalar ısıtılıyor ve sıcak su üretiliyor. Isıtılan sular bir ısı pompasına gönderilerek sıcaklık daha da arttırılabiliyor. Aynı zamanda bu sistemle evlerin soğutması da yapılabiliyor. Viyana Kanal ın 23. Viyana daki binanın enerjisi %100 alternatif enerji kaynaklarından elde ediliyor ve bu işler için 240 kişi istihdam ediliyor. Sistem sayesinde yüzlerce eve sıcak su gönderiliyor, evler ısıtılıp soğutuluyor. Bu iş için de Viyana Belediyesi milyonlarca euoroluk yatırım yapıyor. Harika bir yatırım!
Avusturyada özellikle Viyanada bölgesel uzaktan ısıtma sistemi çok yaygın. Şimdi sistem evlerin soğutulması da eklendi. Benim yaşadığım Tirol de Binderholz şirketi yıllardır Fügen deki yüzlerce evi uzaktan ısıtıyor ve onların sıcak su ihtiyacını karşılıyor. Tabii bu işleri gerçekleştirmek için büyük bir alt yapı gerekiyor ve uzun vadede kendini amorti edecek bir proje.
Tirol 2050 yılına kadar enerji alanında yapacağı yeni yatırımlarla otonom olmayı planlıyor.
Avusturya halkı bütün bu yapılan çalışmaların onların geleceği için ne anlam taşıdığını biliyor. Bilinç seviyesi düşük ülkelerde politikacılar genelde yatırımları halkın göreceği yerlere yaparlar ki onlara oy olarak geri dönsün diye. Mesela eğitime büyük yatırım yapmazlar, çünkü iyi yetişmiş bir öğrencinin beyninin içini göstermek mümkün değildir. Bu anlayışa göre yatırımın elle tutulur olması da yetmez, gözle görünür de olması gerekir. Orta Doğu ülkelerinin bütçelerinden eğitime ayırdıkları oran ile Batı Avrupa ülkelerinin ayırdıkları oran aynı değildir. Avusturyalı bir politikacı yıllar önce “bizim Arap ülkeleri gibi petrolümüz, doğal gazımız, yeraltı kaynaklarımız yok, bizim insanımız var. Biz ancak iyi yetişmiş insan gücümüzle dünyada var olabiliriz.”demişti. Avusturyada toplumun büyük bir kesimi de aynen böyle düşünüyor. İyi yetişmiş bilinci yüksek bir topluma sahip olan Avusturyalı siyasetçiler ülke adına gerekli bir yeraltı yatırımı yapacakları zaman “bu yatırım gözle görülmüyor, halk bizi bir dahaki sefere seçmez. Veya bu yatırım çok uzun vadeli bunu yapmaktan vaz geçelim” diye bir endişeye kapılmıyorlar. Çünkü halk yapılanları nerde olursa olsun görüyor.
Buna karşılık Orta Doğu ülkelerindeki baştaki siyasetçiler ihtiyaç olan alana yatırım yapmaktan çekiniyorlar, çünkü halkın görmeyeceğini düşünüyorlar.
İran ın çok büyük doğalgaz ve petrol geliri var. İranlılar sadece beş seneliğine İran ı boşaltıp Hollandalılara teslim etse ülkenin çehresi kim bilir nasıl değişirdi? Her şey kafanın içinde başlayıp kafanın içinde bitiyor. İki gün önce bir iftar yemeğinde bir araya geldiğimiz Samsunlu bir komşum elektrik ustası olan oğlunun bilgisini, becerisini Türkiyede yetişmiş olan elektrik mühendislerine değişmeyeceğini söyledi. Samsunda çarpık bir yapılaşma olduğunu, rant uğruna her şeyin feda edildiğini deniz tarafından hava gelmediğini, en ufak bir yağmurda yağmur sularının yeterli meyil olmasına rağmen önü kapalı olduğu için evlere dolduğunu ve denize ulaşmadığını söyledi.
Ben Tirol e yaklaşık 40 sene önce geldiğimde Hall in Tirol de arıtma tesisleri vardı. Teknik konulara ilgim olduğu için ordaki tesisi gezmek istedim sağolsun oranın yetkilisi bana tesisi tanıttı, açıklamalarda bulundu. Tam hatırlamıyorum ama 30 yıl rahat olmuştur. Ben hemen o heyecanla Kayseri Belediye Başkanlığına bir mektup yazıp gördüklerimi, duyduklarımı anlattım. Çünkü çok etkilenmiştim, belki bazı teknikleri alırlar diye düşündüm. Ama ne yazık ki cevap alamadım.
Ankara Belediye Başkanı yeni “arıtma tesisinde mikroorganizmalar kullanıyoruz” dedi. Oysa Hall in Tirol gibi küçücük bir yerde bu metod 40 yıldır kullanılıyor.
Share this with your friends: