12.06.2024

Osmanlı Enderun Mekteplerinin kapısında “Burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz” ibaresi bulunuyormuş. Bu sözle anlatılmak istenen;  hiç kimseyi yeteneği dışında bir işe zorlamamak gerekir. Bir balığa uçmayı, bir kuşa yüzmeyi öğretmek nasıl mümkün değilse yeteneği olmayan bir insanı da kendi ilgi alanı dışında değerlendirip sonra ondan başarı beklemek de aynı şeydir. Tabii burda diğer önemli nokta insanın ağırlıklı ilgi alanının ne olduğunu keşfetmek! Mimar Sinan da Enderun da yetişmiş. Genç yaşta mimarlığa olan  yeteneği fark edilmiş ve o yönde bir eğitim alması sağlanmış. Sonuçta hepimizin bildiği bir üne kavuşarak  dünya çapında bir mimar olmuş.Osmanlı Enderun Mekteplerinin kapısında “Burada hiçbir balık uçmaya, hiçbir kuş yüzmeye zorlanmaz” ibaresi bulunuyormuş. Bu sözle anlatılmak istenen;  hiç kimseyi yeteneği dışında bir işe zorlamamak gerekir. Bir balığa uçmayı, bir kuşa yüzmeyi öğretmek nasıl mümkün değilse yeteneği olmayan bir insanı da kendi ilgi alanı dışında değerlendirip sonra ondan başarı beklemek de aynı şeydir. Tabii burda diğer önemli nokta insanın ağırlıklı ilgi alanının ne olduğunu keşfetmek! Mimar Sinan da Enderun da yetişmiş. Genç yaşta mimarlığa olan  yeteneği fark edilmiş ve o yönde bir eğitim alması sağlanmış. Sonuçta hepimizin bildiği bir üne kavuşarak  dünya çapında bir mimar olmuş.
Yeryüzünde 9 milyar insan varsa 9 milyar farklı eğitim şekli olmalıdır. Pratikte bunun gerçekleşmesi elbette mümkün değil ancak ideal olan budur. Aileler, ebeveynler çocuklarının eğilimlerini erken yaşta keşfedip adım atabilirler. Hiçbir devlet vatandaşlarının sayısı adedince farklı eğitim veremez. Avusturyada  300 farklı alanda öğrenci yetiştiriliyor. Devlet insan potansiyelinin farkında, bu yüzden mevcut şartlarda vatandaşlarını kalifiyeli hale getirmek için uğraş veriyor. Endüstri ile üniversiteler, teknik okullar el ele çalışıyorlar. Meslek seçimi arafesinde gençlerin yeteneklerine uygun mesleği bulmaları için çeşitli testler yapılıyor, öğretmenler ve İşçi Bulma Kurumundaki yetkililer gençlere yardımcı oluyorlar, rehberlik yapıyorlar. Bilgi ile yetenek ayrı şeyler,  yetenek doğuştan gelen bir özellik ve herkeste farklı. Yetenekler kendilerine uygun bilgi ile buluştukları zaman ortaya mükemmel bir sonuç çıkıyor. Günümüzde bilgiye erişmek artık çok kolay. Geriye köy köy, kasaba kasaba dolaşıp yetenekleri tespit etmek kalıyor. Bu uygulama bir ülkeyi kanatlandırabilir. Teorik bilgi insan beyninde durduğu sürece işe yaramıyor. Bilginin beyinden çıkıp bir varlık veya eşya üzerine  yansıyıp insanların kullanım alanına girmesi gerekiyor. Bu da yetenek sayesinde oluyor. Bazı okullar öğrencilerine tek tip ve sadece teorik bilgi veriyor. Yetenek, beceri göz ardı edildiğinde tek taraflı bilgi ile ülkenin kalkınması asla mümkün olmaz. Her bir bebek kendi içinde büyük bir potansiyel taşıyor. Biz öğrencilerde sadece Eisberg in ucunu görüyoruz, henüz keşfedemediğimiz büyük alan gizemini koruyor. İnsanların çeşitliliği, farklı yetenek ve ilgi alanları düşünüldüğünde tüm okulların sunduğu imkanlar yetersiz kalıyor. Seçeneklere sığmayanlar ise başarısız sayılıyorlar.
Benim gençliğimde bazı arkadaşlarım ailelerini geçindirmek zorunda oldukları için kendilerini feda ediyorlardı. İlkokul son sınıfta iken sınıfın çalışkanlarından bir arkadaşımla geleceğe yönelik sohbet ettiğimde hiç unutmuyorum, çerkes kökenli arkadaşım bana “Benim babam ihtiyar, ailemi geçindirmek için çalışmak zorundayım”demişti ve ilk okuldan sonra da inşaatlarda çalışmaya başlamıştı. 
Bazı aileler de “bu meslekte para yok” diye çocuklarının kendi olmalarını engelliyorlar.
Yüce Yaratıcı her insanı farklı bir özellikte yaratmış, her bireye farklı bir gen yapısı vermiş. Kendi gen kombinasyonlarına uygun mesleği bulanlar başarılı oluyor.
Bazı meslek gruplarında fiziksel üstünlükler söz konusu olabiliyor. Günümüzde yaratılıştan gelen bu fıtri yapı ve doğallık değiştirilmeye ve bozulmaya çalışılıyor. Bence dünya acımasız şekilde kadınlara yükleniyor. Çinde kadınlar inşaatın her alanında çalışıyorlar. Aşırı güç ve efor isteyen işlerde kadınların istihdam edilmesini, kadınların erkekleştirilmeye çalışılması ve dolayısıyla yaratılışa müdahale olarak görüyor ve doğru bulmuyorum. Her alanda doğal yapının korunması taraftarıyım. Yaratılışa müdahale insanın kendi ayağına kurşun sıkması demektir. Bugün bunun yan tesirlerini de apaçık görüyoruz. Günümüzde ilmi çalışmalar adı altında büyük ölçüde tahribat yapılıyor. Bizler anne baba, öğretmen ve  yönetici olarak kendi idaremizdeki kişilerin yetişmesi ve gelişmesi için faydalı olabiliriz. Tıpkı bir madenin içindeki yabancı maddeleri ayıklayıp madeni daha kaliteli ve saf hale getirmek gibi.
Kuşlar havada uçar, kanatlanır , balıklar suda yüzer, süzülür, ağaçlar kendi toprağında büyür gelişir.
Toplumda kendi yetenek ve ilgi alanlarına göre çalışanların moral, verim ve motivasyonlarının daha yüksek olacağı muhakkaktır. İş  yerinde sevdiği bir mesleği icra eden ve işinden memnun olan biri  bu mutluluğunu evine de yansıtacaktır. Tabii bu da ülke ekonomisine olumlu katkı sağlayacaktır. Bunun yanında sosyal, kültürel, psikolojik, bilimsel ve teknolojik alanda katma değer getirecektir. Devlet çarklarının dönmesi ve sosyal hayatta insanların ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için piyasada farklı mesleklerin icra edilmesi şarttır. Bu açıdan piyasaya sunulan her kabiliyet, yetenek, iş gücü değerlidir.
Bugün dünyada teknoloji satan ülkeler büyük gelir elde ediyorlar. İnsan gücünü, bilgisini eğitimle, doğru yeteneklerle buluşturarak değerlerini yüksek düzeyde pazarlıyorlar. Avusturya nın hiçbir yerinde petrol fışkırmıyor ama nitelikli insan gücü var.
İş adamları bilimi paraya dönüştürmenin gayreti içindeler. Bilgi bilime, bilim teknolojiye, teknoloji de ticarete evriliyor.
Avrupa yanlışları olsa da  bir zihin devrimi gerçekleştirmiş ve şimdi meyvesini alıyor.

Ausgabe: 276 / 09.10.2024 / Gelecek Sayı / Nächste Ausgabe: 08.11.2024
Köşe Yazarları | Autoren
Köşe Yazarları | Autoren