09.10.2024
Avusturyada aşırı sağcı Özgürlük Partisi (FPÖ) kesin sonuçlara göre partinin kuruluşundan bu yana ilk defa seçimin birinci partisi oldu. FPÖ oyların yüzde 28,8 ini aldı, 2019 daki seçimlere göre yüzde 12,6 oranında bir artış sağlamış oldu. FPÖ bu sene 24. Ekim den itibaren 57 milletvekili ile seçmenlerini parlementoda temsil edecek. Avusturyada bu sene seçimlere büyük bir ilgi vardı, katılım oranı %77,7 geçen 2019 seçimlerinde bu oran %75,59 du.Avusturyada aşırı sağcı Özgürlük Partisi (FPÖ) kesin sonuçlara göre partinin kuruluşundan bu yana ilk defa seçimin birinci partisi oldu. FPÖ oyların yüzde 28,8 ini aldı, 2019 daki seçimlere göre yüzde 12,6 oranında bir artış sağlamış oldu. FPÖ bu sene 24. Ekim den itibaren 57 milletvekili ile seçmenlerini parlementoda temsil edecek. Avusturyada bu sene seçimlere büyük bir ilgi vardı, katılım oranı %77,7 geçen 2019 seçimlerinde bu oran %75,59 du.Partilerin kesin sonuçlara göre oy dağılımları şöyle:FPÖ % 28,8 geçen seçime göre artı % 12,6ÖVP % 26, 3 geçen seçime göre eksi % 11,2SPÖ % 21,1 aynı 2019 seçimlerindeki gibi,Neos % 9,1Grünen (Yeşiller) % 8,3Milletvekili dağılımı ise ;FPÖ 57 milletvekili artı 26ÖVP 51 milletvekili eksi 20SPÖ 41 milletvekili artı 1Neos 18 milletvekili artı 3Grünen 16 eksi 10
Avusturyada hiçbir parti % 50 nin üzerinde oy almadığı için hükümet bir koalisyon kurularak oluşturulacak. Şayet FPÖ ile ÖVP bir koalisyon kurarlarsa ki, parlemento aritmetiğine göre iki parti 108 milletvekili ile bunu sağlayabiliyor. Ancak bu mümkün görünmüyor, çünkü ÖVP şefi Karl Nehammer FPÖ şefi Herbert Kickl ile beraber çalışmasının mümkün olmadığını söyledi. Bakalım neler olacak, bekleyip göreceğiz.
Der Standard Gazetesi, seçim başarılarına rağmen popülistlerin otomatikman iktidara gelmesininin zor olduğunu yazdı: “Bir yıl önce Hollanda’da, yaz öncesi Belçika ya da Fransa’da, haziranda Avrupa Parlamensotu seçimlerinde gördük - Avrupa karşıtı sağcılar her yerde yükselişe geçti. ... Ama bir yandan da elde ettikleri büyük seçim başarılarının dahi iktidara gelecekleri ya da hükümetlere dahil olacakları anlamına gelmediği de görüldü. ... Milliyetçi ve popülist liderler o kadar kolay başbakan olamıyor. Wilders ve De Wever’in yanı sıra Le Pen’in adamı Jordan Bardella da bunu yapamadı. FPÖ’nün başarısına şüphe yok. Ancak, demokrasilerde siyasi başarı daha fazlasını gerektirir. Siyasi rakiplerinizle ortaklıklar kurabilmelisiniz.”
FPÖ lideri Kickl in Macaristan Başbakanı Viktor Orban a yakın olması, Rusya ya daha sıcak bakması, Ukrayna ya yapılan yardımlara karşı çıkması, AB karşıtı olması, göçmenleri günah keçisi olarak görmesi Avrupada tedirginliğe yol açıyor.
Tüm dünyada popülist söylemler halkta karşılık buluyor. Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı ve ekonomik durgunluk iktidar partilerini yıpratıyor. Buna mukabil uygulama sorumluluğu olmayan muhalefet mevcut durumdan istifa ediyor ve seçimden zaferle çıkıyor. FPÖ tek başına bile iktidara gelse çok bir şeyi değiştireceğine inanmıyorum. Her şeyden önce Avusturya sağlam kurumları olan ve sistemle yönetilen bir ülke. Sistemi değiştirmeye herkesin gücü yetmez. Kurallar, sistem insanlardan önce gelir, bu açıdan insanların önemi az. Çok tedirgin olmaya gerek yok!
Share this with your friends: