15.01.2025
Prof. Dr. Daron Acemoğlu kurumların oluşumu ve refaha etkilerine ilişkin çalışmalarından dolayı diğer Prof. Dr. Daron Acemoğlu kurumların oluşumu ve refaha etkilerine ilişkin çalışmalarından dolayı diğer
İki mesai arkadaşı ile beraber 2024 Nobel Ekonomi Ödülü ne layık görüldü. Daron Acemoğlu neden bazı ülkelerin zengin, bazılarının ise yoksul kaldıklarının sebeplerini irdeledi. Ülkemizde yetişmiş değerli bir bilim adamı, bugün Amerikada yaşıyor. “Ulusların düşüşü” kitabında konuyu çeşitli yönleri ile ele alıyor. Mutlaka okunması gereken bir kitap.
Prof. Dr. Ufuk Akçiğit de Almanyada doğmuş bir gurbetçi ailenin çocuğu. O da bugün Amerikada yaşıyor, ABD de Chicago Üniversitesi nde görev yapıyor. Bu iki değerli ilim adamımız her ne kadar Amerikada yaşasalar da ülkeleri ile bağlarını koparmamış insanlar.
Prof. Akçiğit Türkiye ye her geldiğinde bir yerlerde konuşma yaparak ekonomik değerlendirmelerde bulunuyor. Değerlendirmeleri subjektif değil, daha çok veri tabanlı. Ekibi ile beraber değişik konularda araştırmalar yapıyorlar. Türkiye ile ile ilgili farklı konularda 10 adet rapor hazırlayıp yetkili kuruluşlara vermiş.
Türk bilim insanı Ufuk Akçiğit 2019 yılında Almanya nın 1,5 milyon euro değerindeki Max Planck-Humbolt Araştırma Ödülü nü aldı. Alman yetkililer Akçiğit in in çalışmalarının Almanya nın doğusu ve batısı arasındaki farklılıkların sebeplerini daha iyi anlama yolunda yol gösterici olduğunu açıkladılar.
Akçiğit hem çalışkanlığı, hem genç ve dinamik olması, yanında yenilikçi ve ileri görüşlülüğü sayesinde gelecekte ismini çok duyacağımız bir bilim adamı olacaktır. Akçiğit Türkiye ye en son gelişinde de beyin göçü ile ilgili bir konuşma yaptı. Konuşmasının bir yerinde Güney Kore nin ekonomik gelişimine değindi. Akçiğit Güney Kore ile yakinen ilgileniyor, bunun sebebi Güney Kore nin Türkiye için iyi model olacağını düşünmesi.
Güney Kore nin 1960 lardan sonra attığı adımlar, Türkiye nin cumhuriyet dönemi sonrası ekonomik politikaları ile bazı benzerlikler göstermektedir. Güney Kore 1960 da Bilim ve Teknoloji Enstitüsü kurarak ülkenin en önemli bilim ve iş adamlarını bu kurumda toplamış. Kurum üyeleri devlet adamlarından, siyasilerden daha fazla maaş alıyorlar. Kurum her geçen gün daha da güçlenerek hala mevcudiyetini devam ettiriyor. Güney Kore 1960 larda fakir bir ülke, devlet kalkınmak istiyor. Fakir bir ülkenin araştırma yaparak gelişemeyeceğini bunun yerine gelişmiş ülkelerden teknoloji getirmenin daha faydalı olacağını düşünüyorlar. Bazen bilim adamları, bazen iş insanları Japonya ve Amerika ya giderek teknoloji transferi yapıyor. Bundan dolayı devlet Ar-Ge çalışmalarını sübvanse etmiyor. Onun yerine dışardan teknoloji getiren firmaları destekliyor. Güney Kore hükümeti bu kurumu hala destekliyor. Kurum özel sektör ile et ve tırnak gibi ayrılmaz bir bütün olmuş, bugün bütçesinin % 70 i özel sektörden geliyor. Yetkililer artık para sıkıntısı yaşamadıklarını, araştırma yapmak için diledikleri ülkeye gidebildiklerini ve eleman istihdam etmek için para sıkıntısı çekmediklerini belirtiyorlar. Görünen o ki sistem tutmuş.
Başka bir örnek de Kosta Rika dan, ülke daha düne kadar yurt dışına kahve, muz, ananas, et ve ağaç ürünleri satarken artık optik aletler, teknolojik ürünler ve tıbbi araç ve gereçler satmaktadır. Bugün Kosta Rika nın toplam ihracatının % 36 sını tıbbi cihazlar oluşturmaktadır.
İleri teknoloji şirketi İntel 1997 yılında Kosta Rika ya girdi ve burada bir üretim tesisi kurdu. Bu tesis Latin Amerika daki en büyük üretim merkezi haline dönüştü. Kosta Rika İntel için stratejik bir yer haline geldi, çünkü ülkenin eğitimli iş gücü, siyasi istikrarı ve gelişen alt yapısı teknoloji şirketleri için cazip bir ortam sağladı. İntel in Kosta Rika daki varlığı genel ekonomiye önemli katkılarda bulundu.Ülke İntel sayesinde binlerce kişiye istihdam sağladı. Ayrıca İntel in varlığı Kosta Rika nın teknoloji sektörünü geliştirmesine ve diğer uluslararası şirketlerin ilgisini çekmesine de katkı sağladı.
Ayrıca İntel ülkenin teknoloji alanında büyümesine ve ülkeye dışardan yatırım yapmak isteyenler için bir merkez haline gelmesine yardımcı oldu.
Atalarımız “üzüm üzüme baka baka kararır”demiş. Birlikte vakit geçiren kişiler zamanla birbirlerinin huylarını ve davranışlarını edinirlermiş.
Ülkemizin yurt dışında yaşayan çok değerli bilim adamları var, bunların değerini bilmeliyiz.
Dünya yeni bir dönemece girdi, Almanya bile bugün yeni dünya düzenine ayak uyduramıyor. Türkiyede dijital alt yapı eksikliği var, 16-24 yaş grubundaki gençlerde kodlama yazma oranı OİCD ülkeleri arasında en son sırada geliyor. Yüksek teknoloji ürün ihracatı % 2 veya %3 ü geçmiyor. Güney Korede bu oran %30 ve %40 larda seyrediyor. Amerika yı tekrar keşfetmeye gerek yok. Birileri uğraşıp, emek verip bulmuş. Bilinen bir şeyi gereksiz yere yeniden araştırıp sorgulamaya ve gereksiz yere zaman kaybetmeye gerek yok.
Her şey belli, geriye sadece bilim adamlarının üzerinde ittifak ettikleri konuların hayata geçirilmesi kalıyor.
Share this with your friends: