09.04.2025
Yuvan Harari'nin geleceğe dair öngörüleri, teknolojinin ve özellikle veri analizi ile yapay zekanın toplum üzerindeki etkilerine odaklanıyor. Harari, veriye erişimi olan ve bu verileri analiz edebilen kişilerin, yani büyük teknoloji şirketleri ve devletlerin, toplumsal yapıyı ve bireylerin yaşamlarını şekillendirme gücüne sahip olabileceğini savunuyor.Yuvan Harari'nin geleceğe dair öngörüleri, teknolojinin ve özellikle veri analizi ile yapay zekanın toplum üzerindeki etkilerine odaklanıyor. Harari, veriye erişimi olan ve bu verileri analiz edebilen kişilerin, yani büyük teknoloji şirketleri ve devletlerin, toplumsal yapıyı ve bireylerin yaşamlarını şekillendirme gücüne sahip olabileceğini savunuyor.
„Yuval Harari nin 2018 Davos konuşmasdan kesitler:Bugün veriye sahip olanlar, veriyi kontrol edenler sadece insanlığın değil yaşamın kendisinin de geleceğini kontrol edecek. Çünkü bugün veri dünyadaki en büyük servet. Antik çağda arazi en önemli servetti. Çok fazla toprak birkaç elin hükmü altına girdi ve insanlık aristoklar ve halk tabakası şeklinde ikiye ayrıldı. Daha sonra modern çağda son iki yüzyılda en önemli ekonomik varlık olarak makinalar toprağın yerini aldı ve çok fazla sayıda makina birkaç elin hükmüne girdiğinde insanlık, kapitalistler ve emekçi sınıflar olarak ikiye ayrıldı. Şimdi „veri“ en önemli servet olarak makinaların yerine geçiyor. Peki, „veri“ neden bu kadar önemli? Önemli, çünkü öyle bir noktaya ulaştı ki, sadece bigisayarları hacklemiyoruz, insanlığı ve diğer organizmaları da hackleyebiliyoruz. Bilgisayarları, e-posta hesaplarını, banka hesaplarını ve cep telefonlarını hacklemek ile ilgili bugün çok sayıda konuşma var. Ama bizler insanoğlunu hackleme yeteneğini kazanıyoruz. Şimdi insanoğlunu hacklemek için neye ihtiyacınız var? İki şey gerekli: Çok fazla bilişim gücüne ve veriye ihtiyacınız var, özellikle biyometrik verilere. Ne satın aldığım ya da nereye gittiğime dair veriler değil, bedenimde ve beynimin içinde neler olduğuna dair veriler. Arsanız, araziniz vardır, etrafını çitle çevirirsiniz, kapı yaparsınız,“ tamam, sen girebilirsin, sen giremezsin, bu benim arazimdir“ diyebilirsiniz. Peki, şimdi bu DNA‘ m hakkındaki veriler, ya da beynimin içinde ne olup bittiği açısından ne anlama gelmekte? Çit ve kapı ile benzerlik nerede? İşte bunu anlayamıyoruz.
Olay biyometrik veri! Anahtar bu. İnsanlar veri hakkında düşündüklerinde onlar çoğunlukla „nereye gideceğim?, „ne alacağım?“ gibi şeyleri düşünüyorlar. „Hacking“dendiği zaman onlar bilgisayarları düşünüyorlar. Yapay Zeka ile makinanın öğrenmesini düşünüyorlar. Yaşam bilimi, beyin bilimi gibi denklemin diğer tarafını unutuyorlar. Beyin bilimi bizlerin beyne erişimini sağlıyor. Aslında gerçekten de hacklemeye çalışan kişi beyni hacklemeye çalışıyor, bilgisayarı değil!“
İnsanlık tarihinin büyük bir bölümünde toplumlar durağan kaldı. Köydeki çiftçinin, şehirdeki esnafın hayatlarında uzun yıllar temel bir değişiklik olmadı. Orta Çağın sonlarına doğru 18. Yüzyılda İngilterede başlayan sanayi devriminden sonra değişim sürekli bir ivme kazandı. Özellikle 19. Yüzyılda tren yolları, telefon ve telgrafın toplum hayatına girmesi ile bir hareketlilik başladı. Bugün dünya baş döndürücü bir hızla değişiyor. Geleceğe ait çalışmalar yapıp bugünden tedbir almak ekonomiden, teknolojiye ve sosyal değişime kadar her hayati önem taşıyor.
Yapay Zeka’ya veri ve dataya sahip olan toplumların 50 sene sonra dünyay nasıl etkileyeceğini sordum. Cevap aşağıda:
Elli yıl sonra, veri ve bilgiye sahip olanların toplumları yönetmesi olasılığı, birkaç faktöre bağlıdır:
1. **Veri Erişimi**: Veri sahibi olmak, bilgiye erişimi ve bu bilgiyi anlamlandırma yeteneğini gerektirir. Veri üretimi ve analizi konusunda uzmanlaşmış azınlıklar, karar süreçlerinde daha etkili olabilir.
2. **Teknolojik Gelişmeler**: Yapay zeka ve makine öğrenimi gibi teknolojilerin ilerlemesi, verilerin daha anlamlı hale getirilmesini sağlayacaktır. Bu durum, veriye sahip olanların avantajını artırabilir.
3. **Sosyal ve Politik Yapılar**: Toplumların nasıl yapılandığı, güç dinamikleri ve politik sistemler de bu durumu etkiler. Demokratik sistemler, güç dengesinin daha adil olmasını sağlayabilirken, otoriter sistemler veri sahiplerinin gücünü artırabilir.
4. **Etik ve Regülasyon**: Veri kullanımı ile ilgili etik kurallar ve yasal düzenlemeler, veri sahipleri ve kullanıcıları arasındaki ilişkiyi şekillendirebilir. Bu düzenlemeler, veri sahiplerinin gücünü sınırlayabilir.
Sonuç olarak, gelecekte veri ve bilgiye sahip olanların toplumu yönetme olasılığı yüksek olsa da, bu durum birçok değişkene bağlıdır. Toplumların bu duruma nasıl yanıt vereceği ve hangi düzenlemeleri geliştireceği de önemli bir rol oynayacaktır.
Share this with your friends: