09.07.2025
Papa Francis’in ( Papa Francesco) ölümünün ardından eski Almanya Müslümanlar Merkezi Başkanı (ZMD) Aiman A. Mazyek bir anma yazısı kaleme aldı. Çok önemli bulduğum bu makaleyi Türkçeye çevirerek paylaşıyorum:Papa Francis’in ( Papa Francesco) ölümünün ardından eski Almanya Müslümanlar Merkezi Başkanı (ZMD) Aiman A. Mazyek bir anma yazısı kaleme aldı. Çok önemli bulduğum bu makaleyi Türkçeye çevirerek paylaşıyorum:
Papa Francis’in vefatı – onu birkaç kez tanıma şansım ve onuruma olan bu fırsat – Katolik Kilisesi’nin çok ötesine uzanan bir boşluk bırakıyor. Bence onun en önemli miraslarından biri, tutkulu bir şekilde dinlerarası diyaloğa olan bağlılığıdır – bu, sadece tarihsel değil, aynı zamanda neredeyse devrim niteliğinde bir mirastır. Papa Francis’in, Sünni İslam’ın en yüksek otoritelerinden biri olan Büyük İmam Ahmed el-Tayyeb’i ilham kaynağı olarak adlandırması rastgele değildi. 2019 yılında Abu Dabi’de gerçekleşen görüşmeleri ve “Tüm İnsanların Kardeşliği Bildirgesi”ni ortaya çıkaran bu buluşma, Hristiyan-Müslüman diyaloğunda bir dönüm noktası oldu. İlk kez bir Papa ve bir Büyük İmam, dinlerin bağlılığını vurgulayan ortak bir belgeyi imzaladılar – bu, derinliği ve sembolik gücüyle ölçülemeyecek bir eylemdi. Ayrıca, Papa ilk kez Arap Yarımadası’nı ziyaret etti ve İslam’ın kökenine dair izleri takip etti. Bu, beni duygulandıran ve o zamanlar Almanya Müslümanlar Merkezi (ZMD) başkanı olarak katıldığım dokunaklı bir andı.
Al-Azhar’ın bu bağı güçlendirmesi ve bugüne kadar birçok dinlerarası projeyi hayata geçirmesi, bunlar arasında uluslararası konferanslar ve Papa’nın onur konuğu olarak yüksek düzeyli alim konferanslarına katılması gibi girişimler, Papa Francis’in bir yıl sonra yayımladığı “Fratelli tutti” encümenikasıyla (kardeşlik için dünya barış bildirisi) daha da öne çıktı. Bu belge, Abu Dabi’deki vizyonu derinleştiren ve evrenselleştiren bir barış çağrısıdır. Papa, bu bildiride, tüm dini ve kültürel sınırların ötesinde kardeşlik ve barışa çağrıda bulunuyor. “Dinler arasında bir barış yolu mümkündür” inancını taşıyan Papa’nın bu görüşü, sadece teolojik bir tez değil, aynı zamanda şiddet ve bölünmenin hüküm sürdüğü bir dünyada harekete geçme çağrısıdır. “Fratelli tutti” sosyal encümenikası, bazı kilise liderleri tarafından eleştirilse de, Müslüman bakış açısından birçok kişi tarafından “günahkâr” bir hayretle karşılandı ve devrim niteliğinde kabul edildi.
“Fratelli tutti” ile Katoliklerin en yüksek lideri, zamanımızın yıkıcı güçlerine – dini aşırılığa, siyasi fanatizme ve küresel vahşete – karşı durdu. Bu encümenika, DAEŞ’in nihilist ideolojilerine, sağın kapanma hayallerine ve hatta Hristiyan tarihinin karanlık dönemlerine karşı duruyor. Sadece bir barış manifestosu değil, aynı zamanda insanlığı bir aile olarak görmeye çağıran somut bir çağrıdır. Francis’in mesajı, bir ütopya değil, en acil sorularımıza – iklim krizi, savaşlar, sosyal adaletsizlik – yanıt niteliğindedir. Çağrısı, sadece inananlara değil, iyi niyetli herkese yöneliktir. Dayanışma, sevgi ve sivil cesaret – tüm dinlerde kökleri bulunan bu değerler, insanlığın hayatta kalması için yaşanmalıdır.
Papa Francis, dinin bölünme değil, köprüler kurabileceğini gösterdi. Dinlerarası diyaloğa yaptığı katkı, sadece sözde kalmadı; al-Tayyeb ile buluşmadan ırkçılık ve antisemitizme açık eleştirilere kadar canlı bir uygulamadır. Artan savaş, nefret ve dışlamanın hüküm sürdüğü bir dünyada, onun barış elçileri ve savaş karşıtı duruşu, hem bir meydan okuma hem de bir umut kaynağıdır. Her din mensubu için önemli olan şu: Onun ölümü, bu diyaloğun sonu değil, devam etmesi gerektiğinin bilinmesidir.
Share this with your friends: