10.08.2022

GERÇEK MİLLİYETÇİLİK

Devlet gücünü milli birlik ve beraberlikten alır. Milliyetçilik bir toplumu millet haline getiren ortak bilinç bütünüdür. Anlamı yozlaştırılıp, suistimal edilebilecek bir hassasiyete sahip olan bu birleştirici güç, kötü niyetli kişiler tarafından toplumu bölebilecek yegâne silah haline gelebilir.Devlet gücünü milli birlik ve beraberlikten alır. Milliyetçilik bir toplumu millet haline getiren ortak bilinç bütünüdür. Anlamı yozlaştırılıp, suistimal edilebilecek bir hassasiyete sahip olan bu birleştirici güç, kötü niyetli kişiler tarafından toplumu bölebilecek yegâne silah haline gelebilir.
Çoğu zaman vatanseverlik anlamında da kullanılması, bu fikrin gerçek anlamda kavranamadığını ortaya koyan bir özet niteliğindedir. Bu konuda önemle anlaşılması gereken ilk şey bu bilincin belli bir siyasi partiye, bir kesime, bir ırka veya bir mezhebe mensup olmakla kazanılmadığı veya bu ilkenin herhangi bir kesime ait olmadığıdır. 
Gerçek vatansever ve milliyetçi demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne inanıp saygı gösteren, ülkesinde yaşayan her vatandaşının haklarının eşit olduğunu bilen, başkalarının haklarını yemeyen ve yenmesine de müsaade etmeyen, etnik kimlik üzerinden siyaset yapılmasına izin vermeyen, yapanı da tasvip etmeyendir. Bu ilkeyi doğru bir şekilde kavramış olan kişi, aynı toprağı paylaştığı ülkesindeki vatandaşları bütün çeşitliliğiyle sever. Milliyetçilik kafatasçı küflenmiş zihniyetteki “Türklük” anlayışı değil, tam tersine Atamızın ışığındaki, milletin bağımsızlığı ve egemenliğine dayanan birleştirici fikir ve ilkedir. Yani kısacası milliyetçilik ayrımcılığın değil aksine birliğin temsilidir.  
Milli şuuru canlandıran, istikbalin temini kaygısı ve azmini taşıyan milli bayramlarımız, bizleri bağımsızlığımıza, cumhuriyetimize kavuşturan vatan evlatlarına minnetimizi ve bunca verilen emeğin ardından sahip çıkmamız gerekenleri hatırlatırlar. Atatürk bu ilkeyi en doğru ve rasyonel kullanan liderdir. Bu ilkenin siyaset bilimi verileriyle harmanlanmasıyla milletin bağımsız ve özgür yaşama isteği tek hedefte toplanmış, milli mücadeleyi zafere ulaştırmıştır. Pusulamız Atatürk’ün toplayıcı, birleştirici ve kaynaştırıcı milliyetçilik anlayışı olmalıdır.
Unutmayın; mazi, istikbali takviye eder. Bu bayramlar bütün çeşitliliğimizle, aynı amaç uğruna nasıl da bir olduğumuzu bizlere hatırlatmalıdırlar. Her ne kadar çeşitli “geçerli(!)” sebeplerle milli bayram kutlamaları engellense veya hakkettikleri coşku ile kutlanamasalar da bu durum vatan için her kültür, her mezhep, her ırktan vatan evladının verdiği mücadele ve emeği unutturmaya yetmeyecektir. Maneviyatlarımızda bu coşkuyu hissetmek ve bu fikri doğru anlamak, içi boşaltılmış olan fiili kutlamalardan daha güçlü ve kıymetlidir. Manevi güç zafere giden yolda en önemli etkenlerden biridir.
Halkın birbirini ötekileştirmesindense ayrıştırıcı, ötekileştirici ve hatta hakaretvari bir üslupla milletin dikkatini kendi üzerlerinden çekip, birbirlerini eleştirmeye, yargılamaya yönlendiren ve gündemi manipüle ederek halk tarafından denetlenmemenin getirdiği rahatlıkla, bulunduğu konumun keyfini sürüp kendine fayda sağlayanların tabiri caizse “ötekileştirilmesi” ülkemiz için daha faydalı olacaktır. Görevimiz birbirimizi ötekileştirmek, hareketlerimize, giyindiğimize karışmak, hayatı yaşayış biçimimizi eleştirmek değil, ülkesine fayda sağlamayanı, milletin hakkını yiyeni, görevlerini ve konumunu suistimal edenleri denetlemektir. Görev ve sorumluluklarını bilen ve doğru ifa eden millet, güçlü millettir. 
Fikirlerimi ve eleştirilerimi sizlerle paylaştığım bir seneyi geride bıraktık. Bu süreçte hem yurtdışında hem de ülkemde yazılarımı okuyan, fikirlerime kulak veren, görüşlerime katılan ve katılmayan bütün okurlarıma teşekkürü bir borç bilirim. Bizi güçlü kılan ve birleştiren farklılıklarımızdır. Senfoniler farklı notalarla ortaya çıkar. Önemli olan notaların belli bir anahtarla bestelenmesi, harmonik olabilmesidir. Uyum içinde birlik olmayı başarabilen bir milletin aslında ne kadar güçlü olduğunu bize gösteren, varoluş simgemiz 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun!

Ausgabe: 277 / 08.11.2024 / Gelecek Sayı / Nächste Ausgabe: 11.12.2024
Köşe Yazarları | Autoren
Köşe Yazarları | Autoren